kendineassassin
    İstanbul'da gece gezmeleri yaptğımız bir vakit arkadaşımla Topkapı'da iki yanı mezarlık olan yoldan metrobüs istasyonuna doğru yürüyoruz, ikimiz de birbirimizin hassas olduğunu bildiğimiz için öyle korkutma ya da gaz verme yapmıyoruz; mezarlıkların ortasında bir yerden bir parlama ilişti gözümüze, öyle belli belirsiz olduğu için çok takılmadık.. Sonra parlama sâbit bir ışığa döndü, birbirimize işâret ettik; sonra o sâbit ışık giderek yaklaşmaya başladı.. Sürekli biraz daha.. Artık iyice yaklaşınca adımlarımızı hızlandırdık, bir yerden sonra koşarak arkamıza bile bakmadan gideceğimiz yere ulaştık.. O an aklımıza el feneriyle mezarlığı denetleyen bir bekçi falan olabileceği bile gelmedi.. (: Şu an düşünüyorum, hâlen emin değilim.. Ha bi' de şu meşhur karabasan hâdisesi var; REM uykusu, uyku felci, bedenin uykuda ama bilincin açık olması vesâire.. Hareket edilemeyen, ses çıkarılamayan kâbusları geçtim de beni boğmaya çalışan biriyle boğuşmak ve can havliyle sesimi evdeki insanlara duyurup anca kendimi kurtarabilmek bu bilimsel açıklamaların tatmin ediciliğini düşürüyor.. Hayırlısı bakalım..

    Günün En Popüler Başlıkları