dr.rock
    Deniz Zeynep'in gözlerinde kendini kendini okumaya bayılıyordu. Biraz hüzünlümü bakıyordu sanki, belki biraz... Ufak tefek, pejmurde tek parça elbisesi, kendi tasatımı keten kumaştan çantası, kalemle tutturduğu saçları, menekşe kokusu. Dik kafalı tavrı, zeki gözleri, ama derinlerinde gizli acısı hep taze belleği. Hiç bir şey bilmiyordu Zeynep, Deniz'de bilmiyordu aslen. İşletme kantininde ilk karşılaştıkları gün çok şiddetli bir baş ağrısı ile başediyordu, taa küçüklüğünden kalma bir arkadaştı bu baş ağrıları, psikiyatristin verdiği ilaçlar ağrısını kesmiyor ama unutturuyordu. Şakaklarına masaj yaparken soluk bir sese açtı gözlerini, Z: Buraya oturabilir miyim? D: Ha şey, tabi Z: Hasta mısınız? D: Yo, başımın içerisindeki depremin artçılarıyla meşgulüm Z: Migren mi? D: Hatıra... Diyelim. Z: Anlıyorum D: İlk defa görüyorum seni Z: Evet genelde kütüphanede takılan tiplerdenim, yemekhanede yemek istemedim bugün... D: Anlıyorum... Gülüştüler, daha doğrusu bakıştılar. Gülmek sadece vesileydi. O gün bahsetmişti Zeynep Erkin Koray'ın Çöpçüler şarkısının hikayesinden. Erkin Koray bir gün esrar içerken polisle karşılaşır ve elindekini atmış yere, polis geçip gidincede çöpçülerin temizlediğini görmüş yerden... Meğer o aşk çok dumanlı bir aşkmış demişti Zeynep. (karakter sınırlamasına takılırsanız yanıtladan değil ana sayfadan devam edin. Birde dostlara iletin başlığı genel portalden, dio unuttursada biz unutturmamış oluruz, iyi ki varsınız)

    Günün En Popüler Başlıkları