imailahorsilahh
    O gün evden çıkışı büyük bir gurur ve özgüvenle gerçekleşmişti. İçini ferah tutan tanımlayamadığu bir şeyler vardı. Sık sık gittiği mahalle parkına uğramak istedi. Sanki bir tebessüm bir gülücük unutturuyor gibi gerçekleri Cebinden babasından aşırdığı sigaralardan birini çıkarıp yaktı... Ezik büzük, yamuk, perişan halde olan sigara ona kendini hatırlattı. Ve kirpikleri ıslandı apansız... Artık duygularına gem vuramıyordu delikanlı ve yorgunu, denizler... Bulutlar kadar büyüdüğü bilinci kapladı bedenini. Mevcudiyetinin bu denli acıtıcı olacağı yoktu çocukluk hayallerinde. Sigarasundan son nefesi aldı ve içindeki tüm karanlığı bırakmak istercesine geri üfledi... Nihayet yaralı tabanları parkın içindeydi, etrafa dünyayı doyurur bir bereket dağıtırcasına baktı... Çocukları süzdü.. Annelerini... İnsanları... O sırada rastlantısal bir biçimde lisedeki müzik öğretmeniyle karşılaştı... Ateş hoca... Bu sert görünümlü adam, dışına ördüğü kabuğu aksine, evliya tanımıyla onurlandırılabilecek nitelikteydi... Denizin içini ferah bir meltem kapladı. Ve yine bir acı duyumsadı kaburgalarını kemirircesine eşzamanlı... D:sizi tekrar görmek çok güzel A:seni de öyle evlat A:sana verdiğim gitarı çalıyor musun hala? D:bir gün bile aksatmadan hemde.. Ateşin gözleri dolar geçmişin bilinciyle, deniz inline denk düşen öğretmenlik hayatında, delikanlının yaşadığı şeylerin bir kısmına tanık olmuş ve elinden hiçbir şey gelmediği gibi çok sevdiği eğitmenlik hayatına da son verilmişti Aklaşmış sakallarını ö günden beri kesmiyordu. Deniz ise acılarının yanı sıra besteleri ve hayalleri olan bir gençti... Vazgeçmemiş , yılmamış, dimdik ayakta durmuştu. A:eğer kabul edersen sana bir hediye daha vermek istiyorum evlat D:ama böyle olur mu ki? A:neden olmayacakmış?olur tabii.. D:peki teşekkür ederim Ateş yanından ayırmadığı çantasından 45lik bir Erkin Koray plağı çıkarıp denize uzatır. Genç adam öyle mutlu olmuştur ki, ne söyleyeceğini bilemez... Erkin Baba Denizin en sevdiği üstadtır. Büyük coşkuyla Ateşin boynuna sarılır. -teşekkür ederim -rica ederim oğlum... Ateş kendi hayatında yapamadığı babalığı denize yapmak ister. Bu gecikmişlik hissi daha da kamçılar onu Ateşin telefonu çalar... İşi çıkmıştır. Hiç gitmek istemese de acil gitmesi gerekiyordur. Ve telefonunu bir kağıda yazıp delikanlının cebine sıkıştırır. A:ne zaman istersen, neye ihtiyacın olursa, saat kaç olursa olsun Ara beni evlat D:tamam Teşekkür ederim Ateş gider ve delikanlı yine yalnızlığına sarılır, elindeki 45liğin buruk sevinciyle... Deniz bankta ayrılır ve yürümeye başlar. Hava buz, kuru soğuk, kasvetli... Cebinden bir sigara daha çıkarır bu kez ezikliğine aldırmaz sigaranın Eve varacağı sırada bir köşe başında bir adam tarafından hırpalanan bir kadın görür... Adam kocaman, iri yarıdır Bedenini titreten bir bilmezlikle araya dalar, direnemez ve dayaktan nasibini feci şekilde alır. Her tokat, her yumruk, her tekme içine bir su serpercesine iner bedenine...( Devamı yanı kısmında) :) D

    Günün En Popüler Başlıkları