/2b93d8125ca6732ccf40a616fe249f7956e80098/53616c7465645f5fc1a6e33c471782c9cbb3e4d91034f4b649c64c7ffee8e68020842ba75384f001884cf8d0d2cda6199f1fb85b2ba06d419f1fd8b569482fa4ef667d67884292c6e414786b9cabe39d3230ea267cca8426834c7f7ab0e0b8588d3e07d9017cd178bd7b71a0deb51c1b.jpg "bisosyolog")
Dinler hepimizi derinden etkileyen, hayatımın direkt olarak içinde olan şeyler. Tüm dünya düzeni onların üzerinden kuruluyor.
İnsan, var olduğundan beri bir çeşit dine tapmıştır.
Her ne kadar, dinler iyi amaçlarla kurulu olsa da pek çok otoriter güç, teokrasi olması gerekmez, dini kendi çıkarları için kullanmıştır.
Peki özünde din mi kötü dini kullananlar mı?
Bu ayrı bir tartışma konusu ancak, özellikle sol kesim (ülkemizdeki gibi değil, dünya genelindeki sol kesim) ve bir tık marjinal fayda sağlamak isteyen kesimler, toplumdaki çapraşıklığın dinden olduğunu iddia ediyor.
Muhafazakar kesim ise aslında çapraşıklığın ahlaksızlıktan ve dinsizlikten kaynaklandığını söylüyor.
Aslında istenilen dünya düzeni farklı, bu farklılık bu nedenle ortaya çıkıyor.
Özgürlükler ve normlar çakışıyor.
Peki yok mu hiç dine teşekkür edebileceğiniz bir şey?
Ben düşündüm bulamadım, ancak teslimiyetçi biri olsaydım, güvenmenin bir güce güvenmenin verdiği huzur derdim herhalde.
/27066fc9d24b62bfccbac01ebf439ea3bf5c3b33/53616c7465645f5fadcee2a1d022f294bf6837231cbf1650ac229c2297530ec1d110cf8c57284835828ffd4afde9fa9083e03751cd8b58b74d2498ba0cb1a6ddde4bf78dcd88ecc1d60841a6a693b7720ec1012924d62298fcf435e6271b91d509be0cdacd1c16fb53414ff7d26a467f.jpg)