herseyinaktivisti
    Yurt dışındaydım arkadaşlarla. Bir gökdelenin en üst katındaki loft gibi bir yerde toplanmıştık. Arkadaşımın kuzeniydi bizi ağırlayan. Bir de ev arkadaşı varmış. Hiç görmedik ev arkadaşını biz salonda oturduk, bir ara yalnızca mutfağa gittiğini duymuştum. Türklük var ya bizde bir sürü de şey yapmışız Trük gecesini tanıtacağız diye şey dedim "ona da bir tabak yapalım götürelim". Kuzen de gerek olmadığını kendisinin yalnızca bir öğün yemek yediğini söyledi. Şaşırdık ama peki dedik. Neyse sohbet kızıştıkça, korku hikayelerine filan geldi olay. Bir anda arkadaşımın kuzeni bizi susturdu ve asla böyle şeyler konuşmayın dedi. Şaşırdık ama sorduk neden diye? "Ev arkadşaım bu konuda kafayı yemiş durumda, cinlere perilere inanıyor" aman konusunu açmayın" dedi. Nedenini sorduk. "Ya güya bu gökdelen çok eski çatısında ruh yaşıyormuş trajik bir ölüm vakası filan dedi" tabii böyle şamatacı gruba bunu söylersen kıyamet kopar. Herkes tutturdu çıkalım çatıya bakalım diye. Ben korkarım öyle şeylerden, üstüne filan gitmem. Filmlerde hep böyle tipler gider. İnanırım da. O nedenle istemedim. Ancak herkes karar verince gitmeye, o garip çocukla aynı evde kalmak istemedim. Neyse çatıda ardiyelik bir bölüm varmış, onun bahanesiyle aşağıdan anahtar alındı çıkıyoruz. Çatı dediğim de öyle tahta bir tavan arası filan düşünmeyin tüm gökdelenin üstünü kaplıyor nereden baksanız 200 metre kare geniş ferah, hani Türkiye'de olsa mütahhitler oraya minimum 4 daire sığdırır. 4-5 bölüme ayrılmış kapıları var. Eskiden gökdelen ofis olarak kullanılıyormuş bir sürü evrak dosyası. Çıktık bir atraksiyon yok ee dedik. Bu bölümlerden birinde dedi, kapının arkasında bir adamın ruhu yaşıyormuş. Zamanında babasından ve annesinden eziyet görmüş, kullanılan gökdelenimsi bu bina işte ofisken, onlar da burada hem bekçi hem temizlikçi gibiymiş. Adam, çocuğa çok zulmediyormuş, büyümüş işi devralmış hala öyleymiş. En sonunda adam nedeni bilinmeyen bir sebepten ötürü babasıyla odalarında ölü bulunmuş. O gün bugündür de ölü oldukları odanın bölümünde ruhu geziyormuş. Neyse biz tek te bölmelere bakmaya başladık. Birinin önünden geçerken bir sessizlik oldu bir soğukluk garip bir hava akımı. Anlatılacak bir şey değil, hissettik ama hepimiz. Aramızda cesur olanlardan biri kapıyı ittirdi. Arkası karanlık, yukardan çekilince açılan ampüller var. Ama bununki yok, bulamadık ne olduğunu da göremedik. Arkadan gelen ışıkla bir koltuk eski püskü bir de bir lamba gibi bir şey gördüm. Arkamızı döndük gidiyorduk ki "pat" diye bir ses geldi. Hepimiz duymasak inanmazdık bile sese, o kadar ince ve derinden. Döndük baktık, bir şey yok. Ben gitmek istediğimi söyledim, ama bir anda şamataya başladılar işte hiçbir şey yokmuş filan diye. Bu şamata devam ederken arkadaşlardan birinin olmadığının farkında vardık. Onu aramaya başladık. Hepimiz çok gergindik, çünkü korku filmi sahnesi yaşar gibiydik. Meğer o salak da bize şaka yapmak istemiş. İki bölüm arasındaki bir boşluğa saklanmış. Herkes yine gülüşmeye filan başladı,

    Günün En Popüler Başlıkları