dr.rock
    Apple lansmanı öncesi nasıl gerizekalı bir başlık öyle değil mi dostlar... Bende öyle sanıyordum ama değilmiş, dinleyin. İşim ve hobilerim nedeni ile akıllı telefona yapışık yaşayan hapis tiplerdendim. Bir şair dostumun armağanı , Kazancakis’in Zorba’sını bitirdiğim gün; Kitabı tabureye koydum. Sağda telefonum solda kitap. O gün akıllı telefonu bıraktım. Altı ay tuşlu telefon kullandım. Evet biliyorum benim için endişelendiniz, sağolun... Biliyorum... Ve inanın bana ÖLMEDİM 😀 Rehabilitasyon programından notlar; İsimleri aktarırken rehberimde 2000 küsür kayıt olduğunu gördüm, “bir insanın bu kadar arkadaşı/tanıdığı olmamalı.” Sadece aradığım insanların telefonlarını kaydettim. Kominim 150 kişiye düştü, hafızam kadar hafızası ile özel hissettik. Yalnızca konuşarak iletişim kurdum. Seslerini duydum. Yazmanın yetersizliğini anladım, kavgaların sebebini... İnsanların hareket ve mimiklerinin iletişimdeki rolünü yeniden farkettim. İşler kolaylaştı, gerginlikler azaldı... Tamda başasistanımızın dediği gibi oldu; Sağol “Dağ” Yazanların pek azının aradığını farkettim, birbirimizi elemiş olduk. Haftada bir kitap bitirdim. Deri kaplı şık bir defter hediye etti kalbi yüzü kadar güzel biri. Whatsapp’a yazacaklarımı oraya not ettim. Tüm hayallerimi, kurgularımı, senaryolarımı, hikayelerimi, şiirlerimi, enteresan tınlayan kelimeleri yazdım... yazdım. Burdan 10 şarkı sözü çıkarttım. Daha bi sürü var... Mesleğimle ilgili yeni yayınlara göz attım, göz attıkça heveslendim, heveslendikçe okudum, tıbbı şöyle bi elden geçirdim, iyi geldi, güncellendim. Telefona ayırdığım vakti diğer insanlara ve kendime ayırdım, planlar kurdum, manuel güzellikler yaşadım... Sohpetler daha derin ve anlamlı oldu. Gözlerine baktım, insanların gözleri hatırladığımdan daha güzeldi. Sosyal medyayı bırakmadım, yazışmaları, ödemeleri ve hatta oyunları bilgisayardan-konsoldan hallettim... Yani o bana değil ben ona hükmettim. Basit, gerektiğinde kullandım. Küçük twings marka şirin bir telefondu, düşünce canım acımıyor, her yere sığıyordu ve tabii ki kıçımda şarj aleti ile dolaşmadım. O sözüm ona “özelliksiz çirkin” telefonu çıkartıp konuşmaya başladığımda karşı cinsin beni karizmatik görmüş olması ilginç hoş bir tesadüftü sadece 😉 Onu çok sevdim. Covit bkuna hastanem komisyon ve yazışmalar için mecbur tutunca akıllı telefona geri döndüm. Akıllı telefonlara hapisedilmeyen azınlığı konunun dışında tutarsak inanın bana muhteşem. Ferrarisini satan bilge değilim, abarttığım için özür dilerim ama gerçekten öyle hissettiğim günlerdi. Bize neler oldu böyle, bilim kurgu filminin içinde gibiyim. Bir ay önce bir Nokia aldım. Tuşlu, yılan oyunuda var... Heyecanla o güzel günlere dönmeyi bekliyorum.

    Günün En Popüler Başlıkları