solenya
    Hiç unutmam her aklıma geldiğinde tüylerim diken diken olur. Bundan 7 sene öncesi 20 yaşındaydım ve bir yaz günüydü. En yakın arkadaşım kahvehane calistırıyodu. Saat gece 12 olunca beraber kapattık kahvehaneyi, koyulduk evlere doğru yürümeye. Evlerimizin arası 200 metre ya var ya yok. O evine ben evime gittim. Başımıza bişey gelecek ya illa onu uyku tutmamış tabi benide saat gece 2 bana msj attı uyumadiysan çık diye. Kasabada yaşıyoruz bende evdekiler kapı sesine uyanmasinlar diye odamın penceresinden atlayıp çıktım buluştuk. Ne yapıcaz derken bira içelim dedik ama heryer kapalı saat olmuş gece 2 o saatte sadece birane açık ordada fıçı bira var sulu bira. Olsun dedik içelim Arkadaşımında o sıralar sevdiği kızla ilgili sorunları vardı dertliydi anlayacağınız. Biz yola koyulduk 10 dakikalık yürüme mesafesi var. Ana yolda ilerlerken ara sokakta gözüme bişey çarptı 2 adım attık durdum ara yolu az bişey geçtik. Kolundan tuttum arkadaşımın. Dedim bı dur bişey gördüm ama birşeye benzetemedim. Beraber 2 adım geri ara sokağın hizasına geldik ve hala ne olduğunu bilmediğim bir canlı gördüm. Maximum 1,30-1,50 boylarında ince sıska 2 elli ayaklı, baştan ayaklara köyü grimsi bı renkte 2 tane küçük gozlere sahip tuhaf bir canlıyla karşılaştık. İnsan desen değil hayvan desen değil. Donduk kaldık, karşımızdaki de hareketsiz gözlerini bize dikti. İlk olarak arkadaşıma dönerek benim gördüğümü görüyon mu diye teyit ettim. Kekeleyerek onay verdi. Biraz yüksek sesle o canlıya karşı bı bağırdık el kol hareketleri yaptık hiç tepki vermedi aramızda 3-5 metre mesafe ya var ya yok. Tek yaptığı hareketsiz bizi izlemek oldu. Arkadaşım bu sırada bildiği duaları okumaya başladı bende gözlerimi o canlıya diktim. Dua bitti ben bilmediğim için benim yerimede oku dedim o anlık korkuyla,bu başladı tekrar okumaya ama bizimki banamisin demiyo. Sözde dua okuyunca gidecekti. O anlık korkuyla cep telefon çıkarım foto yada video kaydı almak aklımıza hiç gelmedi Nokia 5800 kullanıyodum o sıralar galiba. Yaklaşık 3 dakika boyunca bakıştik o canlıyla içime bir ürperti girincede anı bir hareketle arkadaşımın koluna girip oradan hızlı adımlarla uzaklaştık. Ama bizim niyet değişmedi o birayı icecez illa amk. Arkadaş hemen unutuverdi aklı kızda nasıl aşıksa. Neyse biz biraneye girdik bu 1,5 litrelik su şişesinde bira aldık yaninada kabuklu fıstık çıktık oradan kahvehaneye gecices arkadaşın. Buna döndüm dedim gel aynı yerden gidelim tekrar bakalım belki başka bişeydir biz benzetmisizdir diye içimiz rahatlasın. Tamam dedi, o yol çileye döndü o gerginlik o korku ya ordaysa değilse kafaya gelen bı ton düşünce. Biz o ara sokak hizasına geldik ve yol bomboştu gitmişti. Tüylerim diken diken oldu korku nedir gerçek korku nedir o an tattım. Şuan 27 yaşındayım hiç o kadar korkmadım. Tek merak ettiğim o şeyin ne olduğu idi. Arkadaşım cin olduğunu söyledi. Ben öyle şeylere inanmadigim için dünya dışı başka bir canlı olduğunu düşünüyorum hemde zeki bir canlı.

    Günün En Popüler Başlıkları