lilcat
    İşimde yardımcı olsun diye macbook pro linki attım. 12 bin küsür fiyatı vardı. Efendim bunu tek seferde alamam şu an kendi ödemelerimi bekliyorum. İlk kez bana karşı gelmişti. Ben de ona hakaretler ettiğim bi ses kaydı yolladım. Bana tek yazdığı şey, “Üzgünüm sahibem .(“ oldu. Hiçbir şey yazmadım o gün. Ertesi gün yine onun ne kadar işe yaramaz bi insan olduğunu, bir siparişimi bile alamadığını, bu hayatta fazlalık olduğunu, aldığın nefesin bile dünyaya zarar olduğunu söylediğim -tamamen can sıkıntısından- bir mesaj attım. Ve bana ilk kez sesli mesaj gönderdi. Gönderdiği ses kaydı 40’lı yaşlarında bir adamın sesiydi. Oldukça ağlamaklı, yorgun geliyordu sesi. “Çok üzgünüm, gerçekten söylediklerinizde haklısınız, bunu telafi edeceğim” dediği 6 saniyelik ses kaydıydı. Onun sesini duyduğumda ilk kez karşımda gerçek bir insan olduğunu düşündüm. Onlarca kez ses kaydını dinledim. Aşırı korkmuştum. Benim için bunların hepsi aptal bir oyundu, karşımda sanki komutlarımı dinleyen bir robot vardı. O ses kaydını dinledikten sonra “Tamam” yazdım sadece. Bir hafta boyunca yazmadım, o da yazmadı. En sonunda mesaj attı. Sahibem başka bir isteğiniz var mı? Defol. Bu kadar kısa sürmüştü konuşmamız. Elim titriyordu 5 harflik kelimeyi yazarken. Yazdıktan sonra telefonu yatağa fırlattım. Yarım saat boyunca telefonu elime almadım. Baktığımda yazdığı tek şey peki sahibem olmuştu. Bir hafta boyunca yine yazmadı. Tam bir hafta geçmişti ki, yine cuma günü saat 14.30 gibi aynı mesajı attı. Bu kez ses kaydı attım. Aşırı gergindim. Bağırıp çağırdım ve hayatımda defolmasını, beni gerdiğini, almış olduğu her şeyi ona göndereceğimi yeter ki beni rahat bırakması gerektiğini söyledim. Uzun bir süre cevap yazmadı. Aşırı gergin bir şekilde bir şey yazmasını bekliyordum. Yazdığı an defol yazıp engelleyecektim. İkinci kez bana ses kaydı yolladı… Bu kez daha uzundu. Açmadan önce derin bir nefes aldım. Benden intikam alacağını, öldüreceğini düşündüm. Ses kaydı boyunca beni hayal kırıklığına uğrattığı için özür diliyordu. Sesi bu kez ağlamaklı değildi ağlıyordu. O ağladıkça benim tüylerim diken diken oldu. İkinci kez dinleyemedim bile. “Eğer size yetemiyorsam sahibem, ben kendi cezamı kendime vericem” sözü beynimin içinde yankılanıp durdu. Kendi cezasını kendisine verecek… Aklıma gelen tek şey intihar etmesiydi. O kadar korkmuştum ki hayır yapma diye yazamadım bile. Yatağımda sessizce ağlayıp bekledim. En sonunda cesaretimi toplayıp ona ses kaydı attım. Kendisine ceza vermesine gerek olmadığını söyledim. Otoriter bir ses tonuyla konuşmaya çalıştım tüm korkuma rağmen. Bundan sonra ondan bir şey istemeyeceğimi, görevini tamamladığını vurguladım birkaç kez. Hiçbir şey yazmadı. Hiçbir şey. Bu korkunçtu. Saatlerce yazmasını bekledim. Hiçbir şey yazmadı.

    Günün En Popüler Başlıkları