nar_cicegi
    ben hep yaşlanmanın 17 ile başladığına inanırım, 17ye kadar "yaptıklarının sonucu seni veya çevreni ne kadar etkiliyor?"a çok da takılmazken; 17den itibaren yaptıklarının sonucunu daha çok düşünmeye başlıyorsun. Bilmiyorum belki üniversite sınavının ağırlığının gelmesinden, belki de sadece benim çevremde öyleydi ve başkaları için böyle bir genelleme yapılamıyordur ama benim gözlemim bu şekilde. çoğu kişi bir şey değişmiyor demiş, katılıyorum yani sadece 1 günde kozasından çıkıp uçan kelebek olmuyorsun. bir süreç aslında.. -şu an zor gelse de, sanki nerdeyse her şey ondan daha önemliymiş gibi gelse de...üniversite sınavı önemli; ama önemli olan aslında sonucu değil de daha çok "elimden geleni yaptım" diyebilmek. sonuç ne olursa olsun gerçekten elinden geleni yaptıysan ileride yaşadığın gerçekliği kabulleniyorsun; problem ileride en ufak bir sıkıntı yaşadığında "keşke daha çok çalışsaydım da burda olmasaydım falanca yerde olsaydım" pişmanlığı. -bu yaşlarda arkadaşlık hayatındaki en önemli şeylerden biri ve aslında her zaman çok da değerli; ama kendini feda edercesine de değil. herkesin derdine sen koşup herkesin derdini dert edindiğinde, onlara koşmaktan kendine enerjin kalmıyor, herkes bir şekilde ilerlerken sen geri düşüyorsun ve kimse dönüp bakmıyor, hele ki üniversitede farklı şehirlere dağıldıysan kopmasan da eski samimiyetler kolay kolay kalmıyor. yaptıkların da unutuluyor ve herkesin "eziğe bak" dediği kişiye dönüşüyorsun. arkadaşlarına destek ol tabiki ama kimse için kendini feda etme. -tamam lise aşkın belki de hayatının aşkıdır, ama ya değilse? hayatını geçireceğin kişinin o olup olmadığını anlamak için çok genç bir yaş, o yüzden bir kez daha söylüyorum "kendini feda etme". sırf onunla aynı şehirde okumak için daha kötü/daha az seveceğin bir okula/bölüme gitme mesela.... -bu yaşlarda sana sürekli "ama beni hiç anlamıyorlar" gibi gelse de, hiç bir şeyi ailenin önüne koyma, kıymetini geç anlıyor çoğu insan, unutma kimse seni onlar gibi koşulsuz sevemez kimse daha fazla iyiliğini isteyemez(tabi eğer gerçekten sıkıntılı bir ailede yaşamıyorsan) -hayatın birden fazla yönü var ailen, arkadaşların, sevgilin, okulun/işin, hobilerin, kişisel bakımın/gelişimin... hiç birini hayatının merkezine koyma merkezin giderse dengen şaşar düşersin, her birinin yerini ayrı, hepsini dengede tutmayı öğren. -mutlaka hobilerin olsun, 21.yy'da yaşamak herkes için stresli bir olay zaten; seni rahatlatacak, kafanı boşaltacak şeyi bul. -sırf moda diye herkesin yaptığını yapma, eğer seviyorsan ileride yine arkasında durursun ama sırf başkaları yapıyor 10 yıl sonra baktığında utanabileceğin tarzda giyinme mesela. -önyargılı olma. farklı müziklere, farklı yemeklere, farklı fikirlere, farklı insanlara şans ver. -sosyal medyada ayşenin yediği pizzaya, alinin gittiği cafenin manzarasına, merveyle ahmetin selfiesine bakarak saatlerini öldürmektense aç kitap oku, aç film izle. -psikoloji ve beden dili hakkında biraz olsun bilgi edin. ... yorumda devam

    Günün En Popüler Başlıkları