Sen insanları salak yerine koyarsan, sana teoride her şey kolay. Soruların amacı besbelli, kaldı ki sürekli soru yönelterek kendini ele veriyorsun. Bununla başa çıkmak da fevkalâde basit çünkü olay seni inandırmam değil. Örneğin: Birinci ve ikinci sorunu yuvarlak laflarla savuşturdum, üçüncüyü sordun. Bilerek kıyameti kopardım; seni ayağımı kaydırmaya çalışmakla yani sinsilikle, riyakârlıkla ve paranoyak olmakla vs. yaftaladım. Tanıyorsam da yüzüne, “Sen tanıdığımdan beri böyle birisin” dedim. Masayı dağıtıp çekip gittim. Tabii ki durmadın ve arkamdan bilerek, rol yaptığımı bağırdın. O esnada çantamdan bir kutu antidepresanı çıkarıp fırlattım: “Tamam öyle olsun, al bu da senaryosu” diyerek yahut başka bir şekilde depresyon hastası olduğumu belirttim inanmadın ama kanıtladım. Sonuç: Hasta birine saldıran, saldırdığı için de tüm yaftalar üstüne yapışmış, prestij kaybeden, artık sözüne itibar edilmeyen bir insan. Elinde kanıtı yok ki aksini ispatlasın, zaten artık hedefindeki kişinin yakınından da geçemez. Basit bir örnekleme. Kanıt yoksa planının elinde patlama riski çok yüksek hatta patlar çünkü bu kişiler genellikle aksi ispatlanabilecek dezenformasyona başvurmazlar.