/813bea41f58024549d039044b2cac7ec63903d80/53616c7465645f5fbbf62c7ed4873ddad3f59008d05f5c422feed7adb1f3ec9a4575be2d2dba1837a7cd993558c938933db93e73ba34a1ef19f81ce2a03a7c75477dbed5651739b7580b4c6fac61de835f6d9c7ab92510904576380da7e77cd95d67e70017686584442eebbd12c8c4d0.png "istanbulbeyefendisi")
Tarihte insanlığın dine ihtiyacı kesinlikle vardı.
İnsanları, diğer canlılardan üstün kılan şey birbirleriyle çok daha iyi bir iletişim içinde olabilmesiydi. Fakat böyle bir iletişim, inanılan temel bir değer olmadan çok kısıtlı sayıda kişiyle olabilirdi. İnsanlığın gelişebilmesi için daha büyük kitlelerin bir amaç uğruna bir arada olması gerekiyordu. Büyük kitlelerin de kaos olmadan, ahlak kuralları çerçevesinde bir arada yaşayabilmesi pek kolay bir şey değildi. Tarihte bunu sağlayan şeylerden bir tanesi de dindi.
Bu sebepten insanlık tarihinde din kavramı olmasaydı, bugün bu medeniyet seviyesine ulaşmış olabileceğimizi düşünmüyorum.
Şimdi bile toplumsal düzen için birbirini tanımayan milyonlarca insanın aynı amaç uğruna çalışabilmesi için bazı değerlere ihtiyacı var. Ama 21. yüzyılda bu değer din değil. Para.
Günümüzde ise ahlaklı bir toplum, dinle değil, iyi eğitimle ve yüksek refah seviyesiyle oluşturulabilir. Bunu Orta Doğu ve İskandinav ülkelerini kıyaslayarak görebiliriz.