İddianın nüvesi, karikatürize ederek ifade etmek gerekirse, “Siz (Müslümanlar) Allah’a ibadet edeceksiniz diye bu kadar hayvanı sokak aralarında öldürmeye (çevreyi tahrip etmeye) ne hakkınız var?” şeklinde özetlenebilir. Devam edilse, “Allah’a ibadet etmek istiyorsanız, namaz kılın veya deprem bölgesine yardım gönderin. Ne diye cana kıyıyorsunuz?” da denileceği çok muhtemeldir.
Bu iddiada örtülü ama esas olarak bulunan kabul ise şudur: Bu eleştiriyi yapanlar, hayvanların öldürülmesine kızıyorlar kızmasına; ama daha çok, bunun Allah rızası için yapılıyor oluşuna kızıyorlar. Çünkü, Müslümanlar “Biz fakirleri doyurmak için bu hayvanları kesiyoruz” deseler, inanın, pek o kadar itiraz edilmeyecek. Hele bir de “Bu vatanda yemeğine et bulamayan vatandaşlarımız için kesiyoruz” dense, hepten yelkenlerin suya ineceği muhakkaktır!
Bu tip kurban karşıtlarını niteleyecek en parlak sıfatın ‘nahiflik’ olduğunu düşünüyorum. O derece ki, insan, “Bu ülkede mezbahalarda olan biteni görmediği için hayvan kesilmediğini sanan birileri mi var?” yahut “Sofradaki et ile onun başlangıçta parçası olduğu kanlı canlı hayvan arasında bağlantı kurmak bu kadar mı zor?” diye kendisine sormadan edemiyor!