emre_dogan_26
    İslâm literatüründe, bilimde ne kadar çok terakki edilse, yani varlıklar hakkında ne kadar geniş bilgi sahibi olunsa, Allah’ın kâinattaki tasarrufunun, hikmet ve hâkimiyetinin bilinmesini sağlayacağı, dolayısıyla Allah’ın o kadar daha iyi tanınmış olacağı vurgulanır. Bu Allah’ı bilme ilmine “Marifetullah” denmektedir. Allah’ın isimleri sonsuz olduğu için, Marifetullahta ilerlemenin de, sınırı yoktur.2 Cisimlerdeki bu ölçülü, bir maksat ve gayeye göre plânlı yaratılışın düşünülmesi de “Tefekkür”, fikir ve akıl yürütme, yorumlama olarak ifade edilir. Böyle bir saatlik akıl yürütme ve düşünmeyi, İslâmiyet bir sene nafile ibadetten üstün görmektedir. Kur’an; “Düşünmüyor musunuz?3, “Aklınızı kullanmıyor musunuz?” 4diyerek akla havale eder. Hadislerde de ilme teşvik vardır: “İlim talebi için yola çıkan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır”5 “Kim ilim öğrenmeyi talep ederse, bu onun geçmişteki günahlarına kefaret olur”6, “Hikmetli söz mü’minin yitiğidir. Onu nerede bulursa, hemen almaya ehaktır”.7 Peygamberimiz; Âlimler, arzın kandilleri (ışık kaynakları), nebilerin halifeleri, benim ve nebilerin varisleridirler”8 gibi hadisleriyle, insanları ilme ve okumaya teşvik etmektedir. İslâmiyet’te âlimin mürekkebi, şehidin kanından üstün tutulmuştur.9 Böyle bir din, ilme karşı olabilir mi? Zaten bütün ilimler, Allah’ın kâinat kitabının tefsiri ve açıklaması değil midir? Kur’an da O’nun kitabı, kâinat da. Kur’an’a ters düşen, bilim değil, ancak bir takım teori ve hipotez veya felsefî görüşler olabilir. Bilimsel veriler, dini argümanlarla yan yana omuz omuza da gelebilir, bazen farklı istikametlerde de seyredebilirler. O zaman, hoşgörülü bir yaklaşım tarzı ile aradaki diyalog devam ettirilebilir. Her iki alana da saygı ve hoşgörülü yaklaşım, beşeriyetin saadetinin anahtarı olarak görülmektedir. Bilimle din, diyalog ve tolerans ekseninde birlikte yol alabilirler. Din semavîdir. Onun, yeni bilimsel gelişmelerle her seferinde test edilmeye, ya da bilimsel verilerle doğrulanmaya ihtiyacı olmamalıdır. Her şeyden evvel din, hem bu dünya hayatını ve hem de ahiret hayatını nazara alır ve metafizik bir düşünce tarzı ile ve bütüncül bir yaklaşım sunar. Halbuki, bilimin metot ve usulleri farklıdır ve tamamen bu dünya hayatını ve varlıkları anlamaya yöneliktir. Bu varlıkları anlamada bilimde ne kadar ileri gidilse, Allah da o kadar iyi bilinmiş olacaktır. Prof. Dr. Adem Tatlı

    Günün En Popüler Başlıkları