alex_delarge
    Toplumdaki ahlaki gelişmişliği göstermesi açısından önemlidir. Zira, ahlaki gelişimini soyut evrensel prensipler seviyesine taşıyamayan toplumların fertleri genel olarak ahlakı daha somut olgularda arama eğilimindedir (cinsellik, etek boyu, oruç tutmama vs.). Ahlakı bu şekilde nispeten somut olgular ekseninde tanımlayan bireylerin (ki bu insanların tam olarak bireyleşemediklerini de düşünüyorum ben, neyse konu bu değil) özellikle ahlaki anlayışlarında kendini ortaya koyan taklitçilik, bu kişilerin günlük hayatlarındaki eylemlerine de sirayet etmekte ve kaba tabirle "miş gibi yapma" yı, bu kişiler vasıtasıyla topluma bir virüs gibi yaymaktadır. Yani, ahlaklarını başkalarının gözünde somutlaştırılmış ahlaki kurallara riayet etme yetisi olarak tanımlayan bu insanlar (ramazanda oruç tutmayanı dövme, yerme, hakaret vs.), kendilerine her durumda doğru olanı yapmaya yönlendirecek genel geçer ahlaki prensiplere sahip olamamalarından ötürü, nispeten daha ilkeli bir duruş gerektirecek iş ahlakında (namaz kılan çevresinde dini bütün olarak bilinen bir esnafın bozuk tartı kullanmakta bir beis görmemesi gibi) tökezlemektedirler. Dolayısıyla "mış gibi yapan" ların bir toplumda yaygın olması, üretilende niceliği merkeze koyarken , niteliği ikinci plana atmaktadır (yaptık mı yaptık kardeşim). Nitelikteki bu eksiklik te toplumsal gelişmişliği olumsuz olarak etkiler diye düşünüyorum ben. Yani sonuç olarak, cinselliğin tabu olmasının ülkelerin gelişmişliklerindeki farklılıkları belirli bir oranda açıklayabilir. Toplumun ürünleri olarak görülebilecek bireylerin eylemlerini doğrudan etkileyecek sorunlu kollektif bir tavır göstergesidir çünkü bu.

    Günün En Popüler Başlıkları