elifanastasia
    Öncelikle 12 yaşından beri felsefeye aşık ve bu sene de felsefe mezunu olacak biri olarak şunu demeliyim ki evet felsefe dersinin ezber ve felsefe tarihine dayalı bir yapısının olması çok yanlış. Ancak felsefe tarihi öğrenmeni daha ilginç kılabiliriz Sevgili rudyciğimin de dediği felsefe sana bir soru sorma alanı açar. Okullarda yaptırmadıkları ve bir felsefe eğitmeni olarak benim izlemeyi planladığım yöntemi sizinle paylaşmak isterim. Öncelikle içinde yaşadığın dünyaya, kendi rutinine bir bak. Her şey eğlence, goygoy, sorumluluklar, rutinler koşuşturmacası içinde sıkışıp geçiyor. Gerçekten bu dünyaya dair, aşka, hayata, insan olmaya, iyi ve kötüye dair ne kadar düşündüğüne bir bak. Pektabi neden bunlar üzerine düşüneyim ki boş şeyler işte diyebilirsiniz. Ama gerçekten öyle mi? Öylesine içi boş bir yaşamın pişmanlığını 40 yaşına geldiğinizde yaşamyacak mısınız? Çocuğunuzun size sorduğu sorulara cevap vermediğinde, onun sorularını geçiştirdiğinizde, ona sunacak bir şeyiniz olmadığında ya da hayatınızda gerçekten sizi geliştirecek insanlar edinmediğinizde felsefeyi hayatınıza katmamamın acısını bir şeyler için geç olduğunda anlayacaksınız. Farklı biri olmak, iyi bir hayat sürmek, başkalarının aklı ile değil de kendi sağlam temellerini üreten aklın ile dünyaya bakmak ve yaşamını anlamlandırmak için felsefe hayatında yer etmeli. İşe önce kendine şu soruları sormak ile başla: - İyi ve kötünün kaynağı ne? Ahlaki olan neye göre belirleniyor? Dünyanın çoğu toplumunda yamyamlık ahlaksızlık olarak görülürken, bunu ahlaksızlık olarak görmeyen toplumları düşün mesela. Ahlakın topluma ve kişiye göre ne kadar değişken olduğunu görüyor musun? O zaman gerçekten ahlak dediğimiz şeyi nasıl belirleyeceğiz? - İnsanı diğer şeylerden ayıran ne? Hepimizin fiziksel özellikleri birbirinden farklı, uzuvlarını kaybetmiş insanlar, körler, sağırlar, zihinsel engelliler, felçliler... Çeşit çeşit insan var, hiçbir benzerlikleri olmamasına rağmen hepsi insan. Onları diğer canlılardan ayıran bir şey var. O ne? - Bir şeyi bilmek mümkün mü? Mümkün ise bilginin kaynağı ne? Duyu organlarımız mı, zihnimiz mi, nesnelerin kendisi mi? Kırmızı ışıklı bir odada gördüğün nesnelerin renkleri sarı ışıklı bir odada değişmiş olacak. Kırmızı sandığın şey, başka bir ışıkta mavi, başka bir ışıkta beyaz olacak. O halde o şeyin gerçekten neliğini nasıl elde edeceğiz? -Tanrı var mı? -Varlığın kökeni ne? - İnsan ne?, Doğru ne? İyi ne? Bilginin kaynağı ne? -Ve tüm bunlardan önce kendine "ben kimim" , "ne istiyorum" ve "ne yapabilirim?" diye sor. Önce kendini sonra dünyayı keşfet. - Bu sorular seni bir kez kuşattıktan sonra felsefe tarihi daha çok ilgini çekecek. Çünkü onlar da senin gibi dünyayı anlamaya çalışmış ve kendince cevap vermiş insanlar. -Ancak doğru soruların yanı sıra doğru düşünmek de önemli. Sorulara cevap verirken şunlara dikkat etmelisin: * Cevabının dayanakları sağlam olmalı. * Evrensel, herkes ve her zaman için geçerli istisnaya yer tanımayacak bir cevap bulmalısın

    Günün En Popüler Başlıkları