netflix_film_dizi_yorum
    (Sevgili İsmail Abi) Selim yerel bir klüpte futbol oynamaktadır. Çocuğu yaşındaki çocuklarla. Serkan Keskin'i biliyorsunuz. O göbek, o totoyla futbol oynayacak. Hem de şampiyonluğa oynayacak mahalli takımın kritik oyuncusu. Teknik direktör, antrenör tamam da oyuncu olmamış. Neyse... Ertan Saban'ı ilk izleyişim. Eminim yönetmenin talimatları doğrultusunda abartarak oynamak zorunda kalmış. Bu nedenle doğala özdeş aroma tadında oynuyor. Finale doğru son bir saçmalık da eklenmesine rağmen film kendini izlettiriyor. Birazcık sabır lazım. 4. Gün • Kelebekler | 2015 Limonata'dakine benzer bir çağrı ile başlıyor film. Bunda teknoloji kullanılıyor ve baba doğrudan en büyük oğluna ulaşıyor. Topla çeteyi, yani oğlan ve kız kardeşini de al gel diyor. Yol muhabbeti de benzer nitelikte. Türk Filmlerini izlerken ortak bir sorun karşısında zorlandığımı hissettim. Ses! Ses ve oyuncuların diksiyonu. Bazı oyuncuların ne dedikleri anlaşılmıyor. Örneğin kariyeri başarılarla ve ödüllerle süslü olsa da Bartu Küçükçağlayan'ın ne dediğini anlamak için her defasında sistemin sesini açtım. Bazı sahneleri iki kere izlemek zorunda kaldım. Belki de ben bir KBB doktoruna gitmeliyim. En iyisi kendiniz sınamalısınız. Ağabey Cemal rolünde Tolga Keskin hakkındaki düşüncelerimi aşağıdaki Bizi Hatırla yorumumda söyleyeceğim. Çünkü Bizi Hatırla'yı Kelebekler'den önce izlemiştim. Buradaki sıralamayı mönü kurallarına göre düzenledim. Tatlının sırası yemekten sonradır. Hele bu tatlı kaymaklı ekmek kadayıfı gibiyse. Asla huyum değil. Sevmem de ama bi spoiler vermek zorundayım. Filmin bonusu Ercan Kesal. Ama filmin neresinde onu söylemem. İzlerseniz görürsünüz. Kelebekler tam bir hafta ortası filmi. Belgeselden sıkılanlar için... 5. Gün • Bir Aşk İki Hayat | 2019 Bergüzar Korel vs Engin Akyürek maçı gibi film olmuş. Yönetmen Ali Bilgin ve oyuncu İpek Bilgin arasında bağ var mı bilmiyorum. Uncle Google bile böyle bir bilgiye sahip değil. Bergüzar Korel filmin başından itibaren sevimlilik muskasını oynuyor. Engin Akyürek ise role oturmamış. Orhan Kemal'in bir romanındaki karakterini de tasvirine göre bir türlü tıp okuyan bir üniversite öğrencisiyle bağdaştıramamıştım. Aynı sıkıntıyı burada da hissettim. Bu tarz filmlerdeki esas oğlan ya da kızın evleri son derece para sıkıntısı çekmelerine rağmen boğaz manzaralıdır. Ve illa ki İtalyan tarzı terasları vardır. Bir de söylemeden geçemeyeceğim, daha doğrusu eleştirmeden geçemeyeceğim bir Yeşilçam geleneğinden vaz geçmeleri lazım. Sene olmuş 2020; millet birbirini tek bir DM ile götürüyorken şu oyunculara 70'lerin ergenleri gibi rol biçmeyin. Gözünüzü seveyim yapmayın! Film güzel başladı, güzel de gidiyordu ama ben yarıda kestim. İleride kesin seyredeceğim ama şimdilik sadece size önermekle yetiniyorum. Sonunu anlatmayın lütfen. +(3)

    Günün En Popüler Başlıkları