10
19 Ara 2020
Yurtdışında Yaşadığımız Garip Anılar
Sene 2014 ve Frasa'dan Belçika'ya otobüs ile geçmeye karar vermiştim, mola sırasında ise ekmek arası domates peyniri kaldırım üstünde yerken hanımefendinin teki türk müsünüz? diye sormuştu. Nerden anladığını sorduğumda ise ''tüm türkler ekmek arası yiyor'' demişti. Nedense garip bir şekilde bu duruma kalbim kırılmıştı.
Sizin böyle garip yurtdışı anılarınız var mı?
sokakta şarkı söyleyip dans etmek, para da uzattılar ama pis adam aldı bana bi' kuruş vermedi, telif hakkı atacağım
bi' de bilet almadan etrafı dolaşmak
bedava diye din adamlarından daha fazla kilisede dolaşmak
gittiğim her yerde gandalf görmek
viyana'da schönbrunn sarayı'nın girişinin önünde bi adam kendini bembeyaza boyamış, üstüne de beyaz kıyafetler giymiş, çerçeve gibi bir şeyin içinden de kafasını geçirmiş sadece boynundan yukarısı görünüyor portre gibi hareketsiz duruyor. ben de resmini çekeyim dedim. çıkardım telefonu tam çekecekken önündeki para kutusunu gösterip bağırmaya ve beni kovalamaya başladı :D meğersem para atmadan foto çekilemiyormuşuz. sonra durdum parasını verdim gitti.
bi de dilencilik yapmıştım fransa'da :)
bi de işte türklerle karşılaşınca garip şeyler yaşanıyor tabi
Bulgaristan'dayken arada kaçardık Slovakya'ya, sırf Bratislava'daki poligon için. Yakınlarımızda Keleş, SVT-40 ve Stribog SR-9'u sunan tek poligondu. Oradaki eleman ilk gittiğimizde kimlikleri sordu verdik, bir Bulgar-Türk, bir de Rus kimliği. Davar bunları gördü, başladı 'işte keleşli paketlerimiz şu an kullanılmamakta, müsait değil' diye sıkmaya. Ama yan tarafta keleş konser veriyor. Tam yarım saat laf sokmalı ayin yaptıktan sonra sorumlu geldi de girebildik. Bir de soruyor neden o paket diye, soruya bak. Taliban'ın köpeklerine mi benziyoruz oradan bu nece ırkçılıktır aw?
Viyana’da kurulan pazaryerinde türk pazarcıya rastladım, adam bana almanca bir şeyler söyledi ben de ‘hayırlı işler abi’ dedim dumur olmuştu, bu yani bu kadar
İspanya da pasaportumu kaybetmistim. Sinir krizi falan geçirecektim nerdeyse. Böyle herkesi bıçaklayasım geliyo birsey kaybedince
Budva'da sabah uyandık plaja doğru gidiyoruz. yol kenarına geldik baktım arabalar geçiyor. YAYA GEÇİDİ YOK. hani yola bir adım atayim de ilk müsait anda karşıya geçeriz dedik. yola adım attım arabalar durdu. noluyor lan dedim. tereddüt ettim geçmeye başladım. adamalara da "eyvallah" der gibi işaret yaptım. sonra arkadaş oralıydı ve dedi ki "olum burda yola adım attığın anda araçlar durur. yayalara yol verir" vay arkadaş dedim, Karadağ'daki nezakete bak. çok imrenmiştim.