54
23 Haz 2020
Yurt Dışında Yaşadığınız Kötü Deneyimleriniz Var mı?
Ben Amerika'da seyahat ederken 20 kg olan valizim 25 kilo denilerek iki defa 100 dolar dolandırıldım
Budva'da arabayı park ettik ama sistem farklıymış. Ulan zaten adamlar ingilizce bile konuşmuyor.Sırpça anlatıyor bir şeyler. Adamların yedi emini ile hiçbir bok konuşamadan ugraştık. 90 euro ceza ödemiştik.
Henüz öyle bir deneyim yaşayacak parayı biriktiremedim ya :/ Bir gidemedik şuralardan :(
Küba da farkında olmadan ucuz diye at ati yemiştim.
Ukrayna ' da Mafia diye bi mekanda yanımda kız arkadaşım olmasına rağmen Türk olduğum için hoş karşılanmamıştım
Belgrad da bir manyunla zorla fotografımı çekip 10 euro mu almışlardı
Beyrut'ta barda Amerikan bi hatunla muhabbet ediyoruz, baya da ilerlettik muhabbeti. Bunun yanında yavşak bi arkadaşı vardı, benim Türk olduğumu öğrenince 'your president is a dictator' dedi, ben de 'yes, as much as Trump' dedim. Çok bozuldu bu, ardından da benim hatunu da aldı gitti. Çok güzel kızdı be, numarasını da almamıştım daha. Ama olsun yok öyle amerikanyalardan bizim iç işlerimize karışmak.
Lviv'de bir steak restoranına gittik ama nasıl kalabalık anlatamam yemek yiyebilmek için var olan devasa listeye adını yazdırman gerekiyor. Et yeme konusunda sınır tanımayan etobur bir arkadaşım ve ben listeye adımızı yazdırdık ama o kadar kalabalık ki 1 saatten önce sıranın bize gelmesine imkan yok. Ara sıra çıkıp sokakta birkaç tur atıyor ve geri dönüyoruz zaman geçsin diye ama mekan hala kalabalık ve biz listenin hala arkalarındayız. Tekrar çıkıyoruz ama attığımız her adım için enerji harcıyoruz ve biz açız. Olsun diye gaza getiriyoruz kendimizi, ne kadar enerji harcarsak o kadar çok acıkırız ve daha çok et yiyebiliriz diye ağzımızın sularını akıtıyor, yine birkaç tur attıktan sonra mekana dönüyoruz. Ara sıra etin pişmekte olduğu 2 oda 1 salon büyüklüğündeki devasa ızgaraya bakıyor, hayal alemlerine dalıyoruz. Bir seferinde ocakbaşındaki adam eti ters yüz ederken etten küçük bir parça su sıçrıyor ve benim elimi geliyor. Arkadaşım elimi yalamak konusunda epey bir ısrarcı oluyor ama toplum içinde olduğumuzu, medeni bir insan olarak bunu yapmamamız gerektiğini uygun bir dille anlatıyorum ona. Sonra ben yalıyorum elimdeki minik et zerreciğini.
Veee nihayet sıra bize geliyor. Gidip masaya oturuyor ve en büyük porsiyon dana eti sipariş etmek istiyoruz. Ama bize diyorlar ki sadece domuz eti var. OLUR MU KARDEŞİM MENÜDE BEEF YAZIYOR BİZ BEEF İSTİYORUZ diye yükseliyoruz. Hangi gündü hatırlamıyorum ama atıyorum her cuma günü sadece pork (domuz eti) olduğunu söylüyor.
Olsun yiyelim diyorum ben. Arkadaşım ben müslüman adamım domuz eti yemem diyor. Haberin yokmuş gibi ye diyorum. Münafık diyor arkadaşım. Boynumuz bükük kalkıp çıkıyoruz mekandan. Sonrasında dandik, küçük porsiyon bir hamburger yiyoruz başka bir yerde.
Özet olarak kötü deneyim: 2 saate yakın bekledikten sonra hayalimdeki eti yiyememek.
Yurtdışına gittik diyebilmek için Batum'a gidelim bari diye plan yapmıştım. Turlarla gider gezeriz demiştim Hem karadeniz'i gezmiş oluruz tekrar diye. Ama koronavirüs çıktı. Turlar tekrar başlamış ama benim bir hevesim kırıldı hem onca insanla bir otobüste tura çıkmak da çok mantıklı gelmiyor bu devirde. Başka bahara artık :)
1. neo-nazi saldırısı
2. bi barda iki güzel hatunla tanıştım, birlikte bir şeyler içtikten sonra başka bir mekana geçmek için bardan çıktık. kapıda benim yaşlarımda bi türk tanıdık denk geldi. napıyosunuz falan derken bir sonraki mekana peşimize takıldı. kızların ikisi de kaçtı gitti.
neo-naziler bu kadar koymamıştı.