37
19 Eyl 2020
Yaşlıların Bize Bok Gibi Bir Ülke Bırakıp Bir de Akıl Verme Durumu
Dedelerimi çok severim ama hiçbir konuda uyuşamıyoruz. Uyuşmayı bırak, uyuşmamak için zorluyorlar resmen. Uçlardayız. Ben şahsen şuan bu ülkedeki bazı şeylerden memnun değilsek onların ve diğer büyüklerin suçu olduğunu düşünüyorum. Onlarsa dünyanın en yaşanası ülkesini bize bırakmışlar gibi ahkam kesiyorlar, öğüt veiryorlar
Sorun aslında 100 yıl geçmiş dahi olsa bir şekilde senin seçtiğine hizmet etmen değil onun sana hizmet edecek olması bunu kavrayamadık gelen yedi giden yedi hem cebimizi hem geleceğimizi bunu yapanlar hem seçmen hem seçilen. Küçük hesaplar peşine düştü koca bir yüz yılın toplumu. Elbette tamamı değil ama büyük bir çoğunluğu buna üzülüyorum hem de çok üzülüyorum en çok da şu örnek yakışır aslında:
-Hani kendi bahçesine meyve ağacı dikenler vardırbya biz öyleyiz işte getirisi olmadığını zannettiğimiz hiç bir şeye değer vermiyoruz ve o kazanç da hep benim olsun diyoruz ve düpedüz saçmalıktır bu yapılan
Rezalet içerisinde işsiz bir halde dolaşmaktan yoruldum. Ülke de zaten işsiz baksana saçma sapan olayları izliyoruz TV'lerde medya kanallarında falan.
Biz öyle diyoruz onlara ama bizden sonrakiler daha beter? Peki sen nası bi dünya bıraktın¿
Madem günümüz yaşlılarına kabahat buluyoruz biraz açalım konuyu. Yeni kurulmuş genç bir cumhuriyet. Elde avuçta olan savaş tazminatıydı, eski borçlardı ülkenin yeniden inşaasıydı derken bitti. Tam devlet düzene girdi, genç cumhuriyet büyümeye başladı derken 2. dünya savaşı. Fiili olarak girmemiş olsak bile adı üstünde dünya savaşı, ucundan kıyısından illaki zararlarını gördük. Yaralar sarılıyor, ekonomimiz kalkınıyor derken hurraaa 1960 ilk askeri darbemizi aldık. Anayasaydı, baba hindiydi yönetim yeniden sivillerde. Derken Almanya başta olmak üzere yaşlı nüfusa sahip ülkelere genç ve dinamik işçi lazım, de haydi Türkler Avrupaya çalışmaya. Bizim memleketi kim kalkındıracak? Gurbete gidenler mark getirdi, frank getirdi, sterlin getirdi, döviz girdi liramız değer kazandı. Gider mi böyle, gitmez. Karaoğlan Ayşeyi tatile Kıbrıs'a gönderdi. Sonrası malum. Dönemin Abd başkanı Carter'ın telefonu çalar, arayan kişi şerefsizce gülümseyerek, elindeki viski bardağını sanki karşısındaki kişi görüyormuşcasına kaldırarak 'Our boys did it!' deyip kapatır. Orospu çocuğu işte naparsın. TSK'nın yetiştirdiği en gereksiz insan olan Kenan Evren TRT'de haberlerde, yıl 1980. Kaybolan devlet otoritesinin yeniden temünü içün TSK yönetime el koymuştur. Bi tarafta da Demirel, "Binanaleyh, İstanbulda su kalmadıysa biz mi içtik?" Ş.Urfa havaalanı derhal bitirilip hizmete açılmalıdır diyen gazeteciye de"Başlamadık ki bitsin. Ehihehiehi." Özal dönemiydi, liberal ekonomiydi derken o zamanlar nerden güç aldığı bilinmeyen bir örgüt peydah oldu başa bela adına da pkk dedi çok lazımmış gibi. Otelde yanan insanlar, köprü olmadığından mütevellit zamanında ulaşmayan yardım yüzünden adeta haritadan silinen köy(Başbağlar Katliamı), usta birliğine sevk olan ve güzergahı sadece komutanlar ve servis sürücüsünün bildiği silahsız 33 askerimizin kalleşçe, şerefsizce, onursuzca, orospuca şehit edilmesi... Faili meçhuller, suikastler. Sağcı-solcu, alevi-sünni, Türk-Kürt kutuplaşmasının tırmandığı karanlık 90'lar. Milenyumun hemen başında küresel kriz, ikiz kulelere saldırı, Afganistana, Irak'a abd müdahelesi, meclisten geçmeyen tezkere ( Kıbrıs'tan sonra abd'ye ilk kez karşı koyduk belkide). Yazarkasaydı, anayasa kitapçığıydı, erken seçimdi falan derken yine ülke karışık. Herşey düzene giriyo, çalıyorlar ama çalışıyorlar, körler sağırlar birbirini ağırlar ne istediniz de vermedik derken "Anlamadım babacım, sıfırladım babacım." Peşine Allah evlerine ateşler salsın, 17-25 Aralık, itirafçı yavşak rıza ve 15 temmuz. Yakın tarihin en uzun gecesi diyen de var, tiyatro diyen de. Gerçek olan bişey varsa ölen canlar, sakat kalan gaziler, milyarlarca maddi zarar devletin kasasından çıktı. Selo, vekilince, reis derken malum sonuçlu cumhurbaşkanlığı seçimi. Peşine başkanlık sistemi referandum vs. vs. Neredeyse yılda iki seçim yapılan zamanlar. Başkanlık geldi uçağımız göklerde, marmaray denizin altında, yerli araba su kaynattı...
Ne bok gibi ortam bırakacaklar. 2 nesil öncesi devrimciydi, politizeydi, hak arardı
Lan o zaman peder 16 yaşında DR a yalnız gidermiş, il il gezer tek tabanca ünv sınavına girermiş, şimdi 30-35 yaşında ki adamı anası getiriyor, kazık kadar adamları kayda anası babası getiriyor.
Geçiniz
Akıl almam gerekirse kitaplardan alıyorum bu akılı. Ki o kitapların da akıl vermek gibi bir amaçları olmuyor ama siz de okudukça aydınlanıyorsunuz.
Ben yaşlılardan akıl almayı çok severim. Çünkü görmüş geçirmiş insanların her zaman tecrübesine güvenirim.
He hü deyip geçin, gençliğimizi çaldılar zaten, kalan kırıntıları da yıpratmalarına izin vermeyin