4
18 May 2022
Yaşadığımız Değişikliklere Nasıl Adapte Oluruz?
Yeniye adapte olabilmek için eskiye veda edebilmek gerekir ve bu vedanın edinilmiş derslerle, öğretilerle, barış ve huzur içinde yapılması, yeniye daha hızlı uyumlanmamızı sağlayacaktır. Eskinin kapladığı alan ne kadar az, öz ve hafif olursa, yeni için o kadar geniş, ferah ve doyurucu bir alan kalır. Yeniye adapte olabilmek için gerekli bu alanı, ancak kendi başınıza yaratabilirsiniz çünkü etrafınızda mutlaka sizi geçmişe götürecek bir hatıra olacaktır. Bu hatıra bir fotoğraf, zihinde yer etmiş bir düşünce veya içinde yaşanılan ev olabilir.
Örnek olarak asana yoga pratiğini verelim, evvelden getirdiğiniz bir fiziksel sakatlık sizi bu anı yaşamaktan alıkoyabilir; vücudunuzdaki deformasyon, zihninizde canlandırdığınız, arzuladığınız pozun içine girmenize engel olabilir. Bu durum da hayal kırıklığını, geçmişe duyulan öfkeyi, geleceğe karşı ümitsizlik hissini pekiştirebilir. Elinizde olanın en iyisi olduğunu anladığınız, hissettiğiniz ve bildiğiniz zaman “an” ile barışır, ana odaklanmaya ve teslim olmaya başlarsınız. Yeniye adapte olmak istiyorsak bir oyun hamuru gibi açık, esnek ve şekillendirilmeye uygun olmalıyız.
Yaşadığımız Değişikliklere Nasıl Adapte Oluruz? Bilişsel Esneklik Nasıl Kazanılır? Yeni Bir Ortama Alışma Süreci Nasıl Olur? Bir Yere Alışamama Neden Olur?
İşte aslında o zaman, yeni diye bir şey olmadığını da anlamaya başlarız. Tek olanın şimdiki zaman olduğunu, anın bir önceki andan bağımsız olamayacağını; geleceğin, şu anın ve geçmişin bir bütün olduğunu anlarız. Her “an”, birbirine geçmiş halkaların oluşturduğu bir kolye gibidir ve bu halkaların oluşturduğu kolye de bir döngüyü oluşturur… Konu böylelikle karmaya gelir; tekrar tekrar yaşadığınız “deja vu”ların, hayal kırıklıklarınızın, o an için hata sandıklarınızın tekrar etmesi ondandır. Ne zaman ki, o yaşanmışlıktan veya yaşanması gerekenden gerekli dersi çıkarırız, işte o zaman o karmayı kırar, o kolyenin halkalarını bağımsızlaştırmış oluruz.
Bu çıkılan karmik yolculuk devam eder, ta ki aydınlanma dediğimiz olay gerçekleşene dek. Konuyu içinde yaşadığımız fiziksel formlara getirdiğimizde, dünyanın bugün sunduğuna adapte olabilmek için esnek olmamız, geçmişin derslerine odaklanmamız, yüklerimizi ve yükümlülüklerimizi baş edebileceğimiz kadar, yani kararında edinmemiz gerektiği yorumunu yapabiliriz. Ne kadar hafif ve esneksek, o kadar atik ve adapte olabiliriz.
Anın gerektirdiğine adapte olamamak egonun yarattığı bir durum da olabilir: “O kim oluyor da bana bunu yapabiliyor?”, “Bana bunu yaptığı için ona dersini vereceğim!”, “Onu affetmeyeceğim!”, “Benim kim olduğumu biliyor mu?” Bu tarz söylemler anı yaşamamızı engelleyen, vedalaşıp özgürleşemediğimiz yaşanmışlıkların veya zihinsel kurgularımızın sonuçlarıdır ve bu zihinsel hantallık zihnin berrak görmesini ve karar vermesini engeller.
Kaynak:
Yaşadığımız Değişikliklere Nasıl Adapte Oluruz Bilgipop - Popüler Bilgi Platformu
Homeostaz veyahut homeostasi terimlerini inceleyebilirsin. Organizmanın değişen koşullara karşı dengeyi bulma çabasını anlatır.
kısacası kabul etmek dışında yapacak bir şeyiniz yok, vücut da bir şekilde yaşmaya devam etmek için bir yolunu buluyor
konfor alanının dışına çıkarak olabilir.
bu da, değişikliklere ve olan değişikliklerin öncelikle bize uyum sağlayıp sağlayamadığına bağlı.
yani, her zaman her şeye uyum sağlamak istemeyebiliyoruz. bu bir tercih oluyor.
kontrolü bizde olmayan ve etkilendiğimiz durumlarda ise öncelikle kendimizi kapatabildiğimiz kadar kapatıp konfor alanına koşuyoruz.
bir zaman sonra öyle ya da böyle bir şekilde olanlara adapte olabiliyoruz.
psikolojik denge burda devreye giriyor.
Benliğimizi ve zihnimizi tek bir kalıba sıkıştırmadigimiz sürece yeni ufuklar, inovatif gelişmeler ve bambaşka dunyalar bize göz kirpacakatir. Değişim; bir nevi kabuk yenilenmesi, bellek guncellemesidir. Algılara açık olmak lazım.
Hayatımdaki hiçbir değişikliğe adapte olamıyorum ben ya. Tipik bir boğa burcu olarak o kadar sadığım ki bir şeylere ve değişikliklerden nefret eden bir kişiliğim var.
güçlü yanlarımızı fark etmek ve ortaya çıkarmak. “hayatta değişmeyen tek şey değişimdir” derken ne kadar önemli bir noktaya parmak basmış Heraklitos.