105
13 May 2021
Türk İnsanının Mafya Sevgisi
Toplum bilimciler bu konu hakkında ne derler bilmiyorum ama dizilerden zannımca. Mafyasever bir ülke olduk çıktık. Bugün Sedat Peker'in videosunun altında sevgi gösterisinde bulunanları anlayabiliyorum o yüzden. Mahalle kabadayısı severiz, mafya severiz, mafya eşi olmak isteyen kadınlar var bu ülkede. Bknz. Kırmızı Oda normal şartlarda topluma faydası olması beklenen bir dizi ancak oradaki Sadi karakteri bildiğimiz mafya, kabadayı adına her ne diyorsanız. Ne kadar da sempatik gösteriliyor değil mi? Toplum nezdinde pek sevildiğini düşünmediğim Erkan Petekkaya bile bu rolle imajını inanılmaz anlamda düzeltti. Nedir bizdeki bu mafyaseverlik peki? Sadece dizi/film pompalaması ile olacak iş mi bu bilmiyorum doğrusu.
Toplum bilimci olarak bunu sadece zincir aşkı olarak adlandırabilirim. Başkasına ya da güce kul köle olmayı ''kendi isteğiyle'' seçer ve bunu özgürlük olarak adlandırır. Aslında bağlılığı kölesi olduğu kişiye ya da şeye de değildir. Zincirine bağlıdır o, zinciri ne kadar süslü ve güçlü olursa o kadar iyi. Boğazını mı sıkıyor? Eh zincir bu, olacak o kadar (bkz: kadercilik) Zinciri tutan onları ölüme mi yolluyor? Eh bu yola kefenle çıktık, olacak o kadar (bkz: biat kültürü) Türk milleti özgürlük için savaşır, onun için çabalar ama özgürlük nedir bilmez. Bazen gerçekten kurtlardan türediğini düşünüyorum bu milletin; başka hayvana baş eğmez, eğeni dışlar, kenetlenip canı pahasına çarpışır ama sonunda hep alfa kurdun savaşını takip eder.
Mafya bir sevgilim olsun varyaaa offff aşiret agası da olabilir cjfceqahcfc
Niye olacak sen kalkıp küçük hayatlar yaşayıp büyük hayaller kuran insanlara çukur izlet, kurtlar vadisi izlet, eşkıya hükümdar izlet ve bu karakterler dizilerde iyilik emsali gibi göster devletle işbirliği yapan kafasına göre takılan, lüks arabalara binen, lüks villalarda yaşayan, emrinde ölmeye yemin etmiş hayali karakterler yarat al sana mafya bazlı toplum statüsü
Basının ve yayın kuruluşlarının insan üzerindeki etkisi tüm toplum tarafından deneyimlenilip, ıspatlandığına ve sosyal medyada tartışma konusu haline geldiğine göre. "hadi canım insanlar da her gördüğünden etkilenmez, herkesin kendi yaşamı diyerek." Basına sosyal medyaya servis edilen insan sağlığına ve psikolojisine olumsuz etkileri görmezden gelerek, bu yayınlara karşı durmamak, yaş sınırı koymamak herkese açık olarak yayınlamak ne kadar doğru. Herkes bir kendi içine doğru sorabilir mi?
Peki bu tarz yayınlar yapmayan gerçek sanatçıların para kazanamaması hatta toplum tarafından yokmuş gibi davranılması da cabası.
Şimdi soruyorum dio severlere bende dahil, son dönemlerde kaç tane kültür sanat yayınına katıldık, bilet alarak destek verdik. Para kazanamayan kaç tiyatro var ülkede. Kaç sanatçı var...
Özenmek değil midir bu? Para, güç, adına saygınlık dedikleri o durum, korku belki. Böyle bir hayatım olsun her türlü olumsuzluğuna razıyım durumu ve davulun sesinin uzaktan hoş gelmesi.
Aslında Geçmiş dönemde ki Türk derin devleti bunlara zemin hazırlamıştır. Gizli kahramanlar olarak empoze edildiler yutturdular insanlara buz dağının görünmeyen kısmı hep gizli kaldı.
Zorbalığı bilinç altımıza çivi gibi çakıyor medya.
Dizilere özenti, eline silah alan dünyayı kurtaracak sanıyor.
Maçoluk sempatikleştiriliyor.çünkü belinde silah olan adamlar en güzel ve mertçe seven adamlar olarak gösteriliyor.
150 bölüm boyunca 2 kez eline eğreti çiçek alıp sevdiği kadına verdin miii bizim milletimiz işte bu diyor, işte böyle olsun adam dediğin.