13
21 May 2020
Sosyal Medya Paylaşımlarının Adli Bir Olaya Dönüştüğü Şu Dönemde Gerçekten Özgür müyüz?
Bir sosyal medya kullanıcısının attığı aşağıdaki şu tweet çok fazla paylaşılmıştı, hatırlarsınız belki. Polis, tweeti atan şahsın 38 yaşındaki Ceyhun T. olduğunu belirleyip şahsı gözaltına almıştı hatta.
Bu durum bana şunu düşündürttü; sosyal medya platformlarında her ne kadar bir şeyleri ifade etmeye çalışsak da hiç ama hiiç özgür değiliz.
Özgürlük yarinlara inanip biraz daha yaşamak için bize söyletilmiş olan safsatadır. Yaşayan hiç bir varlık özgür değildir.
Özgürlük,isteyenin istediği yöne çekebileceği bir kavram malesef.Kimileri özgürlük adı altında her türlü saygısızlığı va saçmalığı yapma hakkına sahip olduğunu düşünüyor,fütursuzca cümleler kurup karşıdakine hakaret ediyor,ya da yalan yanlış paylasimlarla toplumu kaosa sürüklüyor(kaos sadece iç savaş ya da kavga değildir,devlete güveni zedeleyecek paylasimlarda da adli süreç isler) .Böyle durumlarda devlet kamu düzeni açısından,ya da karşı tarafın hakkının korunması açısından müdahale hakkına sahiptir.Lakin bu müdahalenin minimum tutulması gerektiği kanaatindeyim,bizde at iziyle it izi birbirine karıştı.
Bir de özgürlük özel alanda sınırları genişleyen,kamusal alanda sınırları daralan bir kavramdır.Sosyal medya henüz kamusal alan olarak görülmüyor belki de.O yüzden bu kadar sorun yaşıyoruz.
bu kimin kim olduğunu bilmediğimiz platformlarda (örn burası) herkes daha özgürce paylaşıyor fikirlerini ama yine de bi muhalefet olma durumu var
Sosyal medyada özgürüz bence aslında. Ancak özgürlüğümüz başkasına zorbalık yapmak konusunda. Karşımızdaki insanı aşağılayıcı, küçük düşürücü, kırıcı bir çok paylaşımda bulunabiliyoruz. Bunda özgür hissediyoruz kendimizi. Çünkü bu durumda karşımızdaki 'basit insan' bize ulaşamaz. Takma adımla ona sallarım, o da beni bulamaz. Diyelim onu kızdırdım, bu kez de beni dava eder ama o dava da ne olacak ki, gider ifade veririm bitiverir.
Ama bir de işin 'beni bulma ihtimali olan kişiler'e yazma ya da yazdıklarım hoşlarına gitmediğinde beni bulabilecek insanlar kısmı var.
İşte burada hepimiz susuyoruz, ağzımızı açamıyoruz. Kapatılma korkusuyla sesimizi çıkarmıyoruz. Konuşursak bizi hapse atarlar diye çekiniyoruz. Bu nedenle özgür davranamıyoruz.
Halbuki bu durumda da kapatılmış değil miyiz? Bunun farkında varamıyoruz. Jeremy Bentham'ın panopticon modeli vardır. bu sekizgen yapıda oluşturulmuş ve ortasında bir gözetleme kulesi olan hapishane modelidir. Mahkumlar ortada bulunan gözetleme kulesinde birinin olup olmadığını göremezler. dolayısıyla hangi anda izlenip izlenmediklerini de bilemezler. M. Foucault da bu konuda toplumsal bir şeyden bahseder. Gücün panopticon etkisi yarattığı ve insanların sürekli izlenme ve yakalanma korkusu sebebiyle özgür davranamadıklarını söyler. Konuyla birebir örtüşen bir tespit bu aslında.
Öncelikle özgürlük kavramının ne olduğunu anlamamız gerekiyor arkadaşlar. Sadece bizi ilgilendiren tüm konularda özgürüz gördüğünüz üzere. Ne zaman ki senin eylemlerin halkı veya bir grubu etkilemeye başlarsa o zaman devlet kontrolü altındasındır. Bu gerçekten de bu şekilde olmalıdır. Aksi halde mutlak özgürlükle yaşanılabilir bir yer kalmaz.
Devlet sırları, asılsız haberler, kaosa sürükleyebilecek içerikler, cinsel paylaşımlar ve benzeri durumlarda devlet müdahale etmelidir. Etmemelidir derseniz devlet ve hukuk kavramına tamamen karşı gelmiş olursunuz. Tek başınıza bir dağa çıkıp orada yaşarsanız mutlak özgürlüğünüzü kazanabilirsiniz...
Özgürlük kıymetli bir kavram. Tabiki de sosyla medyada ya da herhangi bir yerde ya da evrende özgür olduğumuzu düşünmüyorum.
Modern dünyanın kaçınılmaz sonucu bu sanırım. Asla özgür olamıyorsun.
Kendini özgür sandığın yerlerde bile özgür değilsin ki. Özgür olduğunu düşündüğün bir şeyler vat belki. Sana sunulan seçenekler arasında seçim yapma özgürlüğü gibi örneğin.
Onun dışında ne sosyal medyada, ne dünyada özgür olduğumuzu sanmıyorum.
Düşünsene sm'de çok ünlü bir fenomensin; ne kadar özgür olabilirsin ki? Takipçi kaybetmekten korkup yazamıyorsun, topluma örnek teşkil eden birey olduğun saçma sapan ototritelerce söylenen bir şey ve senin ne giydiğine, ne yazdığına, ne söylediğine dikkat etmen lazım.
Aksine bakalım, ünlü olmaya ya da gönderilerini başkalarına değendirmeye çalışan birisin yukarıdaki gibi. İstediğin şeyleri yazamıyorsun, insanların beğeneceğini düşündüğün şeyleri yazma mecburiyetinde hissediyorsun. Ya da yukardaki örnek gibi öyle yazsan dahi hop gözaltı!
Asla özgür değiliz, asla