21
4 Oca 2021
O İlk Şiir
Merhaba çocuklar gençler ve benim gibi orta yavrular. Bu aşağıdaki şiiri edebiyat dersinde ezberlemiştim. Tuhaf olan yani hiç unutmadım sonra hayatın bu şiire benzediğini düşündüm.
Sizin varmı duygusal yavrularım böyle ezberlediginiz ve özel olan bir siir
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı TARANCI
İlk ezberlediğim şiir buydu. Hala ezberimde, çok severim.
Kalp midir insana sev diyen,
Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?
Sahi nedir sevmek; Bi muma ateş olmak mı,
Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?”
– Şems-i Tebrizi
Bunu bana kardeşim okumuştu o günden beri çok severim bu şiiri
Bu şiiri ilk olarak Orhan Gencebay albümünde bestelenmiş hali ile dinlemiştim. O gün bu gündür aşk benim için tek hecedir ;)
Tek Hece (Aşk)
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...
Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar\'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...
Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...
Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim\'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...
Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem\'i.
İbrahim\'in atıldığı kor benim...
Sebep bazı Leyla, bazı Şirin\'di.
Hat\'rım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...
İlahimle Mevlana\'yı döndürdüm.
Yunus\'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla\'danım, hayır benim, şer benim...
Benim için yaratıldı Muhammet!
Benim için yağdırıldı o rahmet!
Evliyanın sözündeki muhabbet,
Enbiyanın yüzündeki nur benim...
Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim...
Cemal Safi
Ahmet Arif'in kaleminden çıkan haberin var mı?
aslında ilk ezber şiirim olmasının tek sebebi ona duyduğum sempati.
Ve bir şiiri okul'un zorunluluğu olmadan ezberledigim için gelen o çakma entelektüel hava, Sen çok güzelsin.
’Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.’’
Yazar: Ülkü Tamer, Güneş Topla Benim İçin
sana uzak kentlerden birinde
zamanın bir yerinde
seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
insan hergün anımsar mı aynı gözleri..
seni seviyordum ve senin haberin yoktu..
saçlarını izliyordum uzaktan
kulağının arkasına düşüşü ve burnun!
herkesten başkaydı işte..
güldüğün zaman yukarıya bakardın..
yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
ne güzeldiler!
sen bilmiyordun.. ben seni seviyordum...
kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler.
duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
geri dönüyordu çoğalarak.
senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi..
herşeyi erteleyişim oluyordun.
kalp ağrısı oluyordun.
birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
mevsimler değişiyor ve büyüyorduk.
dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk..
cesurduk!
ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
ve kırmızıydı bütün karanfiller!
ben seni seviyordum.. sen bilmiyordun..
sevinçlerim oluyordun ara sıra..
sen hiç bilmiyordun.
sonra herhangi biri oldun.
bütün sevinçlerim bittikten sonra.
yağmurlar yağdı serin haziran akşamları.
derken birgün uzaktan gördüm seni.
saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
işte yine aynı!
kalbimi acıttın.. her zamanki gibi..
değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun..
şimdi bunları anlatsa sana birileri,
kimbilir..
yada boşver
bilme en iyisi...
Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda;
Dokunabilir misiniz, gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum...