108
21 Kas 2020
İlk Aşkınız
Köyde tam dedemlerin evinin önünde bir çocuk şşşt fıstık diyip göz kırpmıştı. Daha sonra yine aynı çocuk ailesiyle dedemlere gelmişti ve onunla oturup beraber uzun uzun hayaller kurmuştuk. Canım benim.😌
Şimdi yazacağım ama baya uzun olacak ilk aşk sonuçta uzun uzun okumak istemeyecekseniz hiç başlamayın.
Göçmenim ve çoğu eski göçmenler gibi babaannem de Bayrampaşa'da oturuyor ve biz neredeyse her hafta oradaydık.
Yine bir gün giderken yan tarafdaki akrabamızın öldüğünü öğrendik ve o gün aile apartmanının tüm kapıları açıktı, tüm daireler tek bir ev gibiydi ve hepsi doluydu.
Biz erken gittiğimizden birinci dereceden akrabalar gelmişti annem, ablam ve ben hemen yardıma koştuk, daha sonra yan daireye eksiklik var mı diye girdim ve ilk orada gördüm.
Oradaki tek yaşıtım dolayısıyla heyecanlandım eksiklik var mı diye göz ucuyla bakıyorum ama çocuğa da hem bakmamaya çalışıyorum ama çıkarken gülümsedim o da bana gülümsedi ve yardım var mı, istersen burayı ben sayayım dedi
Yok yok ben sayarım, teşekkür ederim … dedim hemen araya girdi ismim Ali dedi.
Tekrardan teşekkür ederim Ali dedim ve çıktım.
Ama nasıl heyecanlıyım, cenaze evindeyim ama gülümsüyorum.
İkindi namazından sonra misafirlerin çoğu gitmişti içimden dua ediyordum umarım gitmemiştir belki konuşuruz, üst kattaki ablamın bilgisayarıyla oynarız diye.
Tekrardan saymaya gittim ama bu sefer bahaneyle ve oradaydı
Gülmemek için kendimi zor tutuyorum, tekrardan saymaya başladım ve parmaklarıyla kaç kişi olduğunu gösterdi. Gözümü kırpıp diğer daireye girdim.
Akşam ezanında biz bizeydik. Orada ölen kadının torunu olduğunu öğrendim.
Konuşacak pek şey kalmayınca konu bize açıldı saatler sonra adından başka ilk özelliğini öğrendim.
Annem nerede okuyorsun? kaça gidiyorsun? diye sorunca tek tek cevapladı
Galatasaray lisesi 10. Sınıfta ve orada yurtta kalıyormuş.
Büşra da kabataş'da okuyor, yakınsınız dedi ikimiz de birbirimize baktık
Sonra balkona çıktım o da benimle geldi orada tanıştık, şakalaştık kısaca baya ikimiz de birbirimiz için kafa dengiydik.
Evimizden uzakta okuduğumuz için ikimizin de telefonu vardı ve sonraki üç gün telefonlaşıyorduk.
Dördüncü gün okul çıkışı sahilde buluştuk ve tüm İstanbul'u gezdik, ikimiz de ilk defa galata kulesine çıktık, o sözü şimdi söylemeyeceğim :)
O 11 oldu ben 10 birbirimize yardım ediyorduk. En yakın arkadaştık ve her gün birbirimizleydik.
Okul yurt dışına çıkaracaktı bana Fransa çıktı ve bana tek tük Fransızca öğretti ve gitmeden önce sevdiğini söyledi ilk o zaman öpüştük. Şile'de.
Okula gitmem için sabahın beşinde yolda olmam gerekiyordu. Biraz uğraştıktan sonra ben de Galatasaray lisesinin yurduna girdim.
Ama günlerimiz çok güzel geçiyordu geziyorduk, gitar çalmayı öğretti, insanları yorumluyorduk, astrolojiye inanmamamıza rağmen onu bile konuşuyorduk hiçbir şey yapmadığımızda bile bir şey yapıyorduk.
12. sınıf oldu, daha fazla birbirimize bağlandık mezuniyetine gittim ve ikimiz de o zamanlar hımym izleyicisiyiz tabii ki de barney-robin dansını yaptık.
Üniversiteyi kazandı, girdi hala konuşuyoruz o zamanlar çok kötü şeyler yaşamıştım onun sayesinde atlattım.
Tabii hiç ders çalışmadım. Üniversite sınavına bile girmeyecektim o zorla girdirtti +++
İlkokuldaydı ismi iremdi annemi annesiyle arkadaş yapmıştım.. Sonra sevgili olduyduk sonrada ayrıldık neden ayrıldık cidden hatırlamıyorum.. Böyle işte
Ondan bana karşı ilk görüşte, benden ona karşı 9 aylık beklemenin sonucunda oluşan bir aşktı. Aşık olmamak için 9 ay ayak diredim ama sonuçta oldum. 5 yıl birliktelik ve ayrılık.
İlk okul zamanları işte sınıftan ilk girdiğim gibi onca bebenin içinden ona çarptı gözüm ne deli bi sevdaydı ama
Yazları mahalleye Fransa'dan gelen gurbetçi bir aile vardı. ben ve mahallenin ileri gelen üç haylaz arkadaşımla yaşıt dört tane de kızları vardı..Bir yaz oturduk arkadaşlarla bu prensesleri aramızda pay eyledik.En güzelini ben seçtim ve seçtiğim anda daha da çok aşık oldum 😎 Bunlarla yakınlaştıktan sonra her gün oyunlar, cipsler, çikolatalar, kaldırımda piknik bile yaptık amk..Prenses baba çikolata deyince adam basıyordu euroları tabi bizde ekmek reis modu gözüne bakıyoruz napalım..Neyse ben bir gün durduk yerde ne olduysa triplere girip açtım müziği oturdum mektup yazdım bu premsese. kafaya koydum yarın oyun oynarken vercem diye.Bizimkilerden kimse görmesin diye de götürüp çamaşır makinesinin altına sakladım..Aq ertesi gün oldu mektubu çıkaramadım makinenin altından.kucucuk çocuğum itemiyorum çekemiyorum.kimseye de diyemedim çekin şunu mektupcuğum kaldı diye..Neyse siktir et kalsın dedim napcak mektubu zaten..bi zaman sonra bizim mektup abimin eline geçti ve acayip t.şşak geçtiler benle :(( Orda aşkımı o çamaşır makinesinin altına gömdüm..neyse İki üç yaz sonra evlerini falan sattılar ve bizim serüven bitti...uzun zaman sonra duyduk ki dört kardeşin dördü de evlenmiş 🚬🚬 Biz dört kanki de halâ sapız :D