118
1 Ara 2020
Güzelliğin Göreceli Bir Kavram Olmaması
Güzellik hep dediğimiz ve sandığımız gibi göreceli bir kavram değil arkadaşlar. Bir dönem 'Fi' dizisi ile ucundan kenarından biraz da olsa bilgi sahibi olduğumuz 'altın oran' mevzusu var. 13. yüzyılda yaşayan İtalyan matematikçi Leonardo Fibonacci tarafından bulunan ve değeri 1,618 olan Fi sayısı altın oranı temsil ediyor. Leonardo Da Vinci ve Picasso gibi ressamlar resimlerinde bu altın oranı kullanıyor. Mimar Sinan'ın birçok eserinde yine bu oranların kullanıldığı biliniyor. Bizim bilinçli ya da bilinçsiz olarak beğenilerimiz ve güzel olarak tanımladığımız her şeyde bu oran söz konusu. Bir masayı, sehpayı farketmemiz ve güzel bulmamız bile tasarımda bu sayının kullanılması ile alakalı aslında, insan yüzleri için de bu durum geçerli. İnsanların gözleri ile düşündüğü, karar verdiği bu yeni zamanlarda bu sayının daha da önemli bir hale geldiğini düşünüyorum. Siz ne dio'sunuz bakalım?
Güzellik tabii ki göreceli..insanın alışkanlıklarına çevresine yaşantısına göre bilinçaltında şekillenir.bir insan çoğunluk tarafından beğeniliyorsa güzeldir.bu herkesin onu beğendiği anlamına gelmez ne yazık ki.
Altın oran bazen sikko bir şey.
Ona bakarsan bilim insanları altın orana göre bella hadid e güzel demiş ama ablası daa güzel JSJDJDMDMXK
Resimdeki altın orana vs sahipse de farketmez; direkt çirkin. Ben d eişin psikoloji boyutuna gireyim mi 👀👀👀👀. Güzellik dediğimiz algıyı oluşturan şey aslında anılardır. Size iyi anılarda yaşadığınız duyguyu çağrıştıran duyguları hissettiren görünüşe sahip olanlar size güzel gelir. annesine/babasına benzeyen biriyle evlenme bununla alakalıdır (freuda selam olsun). Anneniz/babanız(hiç görmediyseniz size şefkat gösteren birincil kişi) sevginin ana temasıdır. Hayatınız boyunca güzelliği de onlarla kodlayacaksınız. (Annenizden/babanızdan sevgi görmemenizin maalesef önemi yok, onları gördüyseniz ve sevgi görmediyseniz bile onların davranışlarını sevgiyle kodluyoruz, bilinçaltımızdaki sözlükte sevgi sözcüğünün karşısına bunu yazıyoruz, iç güdüsel). Benzeyen derken kardeş gibiden bahsetmiyorum. 'Yıldızlı gece' ve 'ayçiçekleri' tabloları birbirine ne kadar benzerse o kadar. Benzemez görünüyorlar ama çok benzerler. Asla gidip bir "giyinik maya" güzel bulunmaz..... kısaca güzellik, çocukluktan beri kodladığımızdır. Mesela bu yüzden cindy bebek neslinde blumia anoreksiya vs bolca görülüyor. Kodlananlar yüzünden kendini hep çirkin bulacak. Kısaca güzellik kişinin bebekliğinden itibaren oluşturduğu 'güzellik şeması' ndan oluşur. Birini güzel buluyorsak o bizim şemamıza uymaktadır. Çirkin buluyorsak şemamıza uymamaktadır. Altın oran falan aslında fena halde hikaye.
Renkler, kokular, sesler, cümleler. Güzellik sana dayatılan değildir. Senin ne hissettiğindir
çene- burun ucu arası mesafenin alt dudak- çene arasındaki mesafeye oranı,
alt dudak- çene arasındaki mesafenin üst dudak- burun ucu arası mesafeye oranı,
burun ucu- saç dipleri arasındaki mesafenin burun ucu- çene arasındaki mesafeye oranı,
şakak kemikleri arasındaki mesafenin dudak uzunluğunun oranı,
birbirine eşit ve 1,618... ise tebrikler! neredeyse altın orana sahip bir yüzünüz var.
Şu olaya bir türlü inanasım gelmiyor benim. Didem Soydan mesela yüzü bana o kadar orantısız geliyor ki, dudaklarının burnuna yakınlığı çok tuhaf bir ölçüde bence ama herkes çok hoş buluyor. Mona Lisa tablosu altın oran ama kimisine ürkütücü kimisine huzur verici geliyor. Why?
Öyle olduğu düşünülüyor ama ben özellikle yüz güzelliği konusunda katılamayacağım. Sanatta, mimaride, tasarımla geçerli belli başlı kurallar var ama konu insanlar olunca güzelliklik çok daha tekil bir konu halini alıyor.
Ben serenay sarıkayayı hala güzel bulmuyorum mesela. Güzellik anlayışıma amazon kadınları hitap ediyor daha çok.
öyledir zaten o yüzden birisine karşı mükemmelliğimi anlatırken, diğerine yok ya normal yüz işte diyorum