Güzel Şiirler
Şairsel bey gitti ya. Şiirimiz kalmadı sorry.
Ben anlamam. 🤷🏻♂️ Anca öyle parıldarım arada laf anca.
Rastgele yürürken birden aklına geleyim sızlasın için!
Boğazın düğüm düğüm olsun.
Ama ağlama,
Ağlayamayacak kadar yansın için…
Cemal Süreya
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.”
Sabahattin Ali
Radikal takılıyorum son günlerde
Ultra-yalnızlık sokağından geçtiğimden beri
Dün annemin aynasına bir boyunbağı astım
Ve üstüne yapıştırdım on yıl önceki resmimi
Bu kadar bendeki nostalji
Hayır hayır hayır hayır
İpsizin biriyim, doğru
Kendime oniki formalık kara bir defter aldım
Oturdum sarı şiirler yazdım
Artık bana kim inanır
Güneş ve ay yerli yerinde duruyorken
Ve ben sonsuza dek kova burcunun çocuğu
Sanki bir yağmur yağsa oluklardan gök boşanır
Yüzüme öyle dönüp dönüp bakma
Bana artık herşey yakışır
Terzim dünya çünkü, o ki kimlere neleri yakıştırdı
günlerini ölüme teğelledi
ölümlerini unutuşa kopçaladı
Ölüm ki ancak bir başka ölümle yıkanır
Teneşirler bu yüzden hep beyaz kalır
Kardeşler, bu dünya bana göre değil
Kötü basılmış bir kitap gibiyim
Çamur duygusu veriyorum okuyana
Elimde bir gümüş zincir
Alnımda bir derin leke
Kar mı yağmur mu ne yağdığını bilmediğim bir gecede
Ey hayat, seni sevdiğim için özür diliyorum
Duruyorum önünde, düğmelerim ilikli, aklımın ipleri çözük
Çiçekler bile sulanmaktan bıktılar
Ellerim titriyor, neden bilmem
Belanı mı arıyorsun be adam!
Böyle diyor kimi görsem
Ne yapsam yağmurdan kaçırılmış bir şemsiye kadar saçma kalıyorum şu dünyada
Bütün insanlar tutuklanır sanıyorum
Ellerimi göğsümde kavştursam
Ahmet ERHAN. HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR
Çook uzun en beğendiğim kısımları paylaştım.
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ahmed ARİF. SUSKUN
Yine bir bölümü :×
Ne ceket kaldı,
Ne metelik cebinde ceketin,
Kurtaracağız diye geldiler,
İçine sıçtılar memleketin.
Neyzen Tevfik
Maphusun içinde üç ağaç incir
Kolumda kelepçe boynumda zincir
Zincir sallandikca her yanım sancır
Düştüm bir ormana yol belli değil
Yatarım yatarım gün belli değil
Atilla İlhan dan dinledim ama kime ait bilmiyorum
İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya
Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya
Su iner yokuşlardan hep basamak basamak
Benimse alın yazım yokuşlarda susamak
Her şey akar su tarih yıldız insan ve fikir
Oluklar çift birinden nur akar birinden kir
Akışta demetlenmiş büyük küçük kâinat
Şu çıkan buluta bak bu inen suya inat
Fakat Sakarya başka yokuş mu çıkıyor ne
Kurşundan bir yük binmiş köpükten gövdesine
Çatlıyor yırtınıyor yokuşu sökmek için
Hey Sakarya kim demiş suya vurulmaz perçin
Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur
Sırtına Sakarya'nın Türk tarihi vurulur
Eyvah eyvah Sakaryam sana mı düştü bu yük
Bu dâva hor bu dâva öksüz bu dâva büyük
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal
Hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal
Yalnız acı bir lokma zehirle pişmiş aştan
Ve ayrılık anneden vatandan arkadaştan
Şimdi dövün Sakarya dövünmek vakti bu ân
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an
Hani Yunus Emre ki kıyında geziyordu
Hani ardında çil çil kubbeler serpen ordu
Nerede kardeşlerin cömert Nil yeşil Tuna
Giden şanlı akıncı ne gün döner yurduna
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir
Bulur mu deli rüzgar o sedayi Allah bir
Bütün bunlar sendedir bu girift bilmeceler
Sakarya kandillere katran döktü geceler
Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya
Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya
İnsan üç beş damla kan ırmak üç beş damla su
Bir hayata çattık ki hayata kurmuş pusu
Geldi ölümlü yalan gitti ölümsüz gerçek
Siz hayat süren leşler sizi kim diriltecek
Kaf Dağı'nı assalar belki çeker de bir kıl
Bu ifretten sualin kılını çekmez akıl
Sakarya sâf çocuğu mâsum Anadolu'nun
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun
Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız
Rengimize baksınlar kandan ve çamurdanız
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader
Aldırma böyle gelmiş bu dünya böyle gider
Bana kefendir yatak sana tabuttur havuz
Sen kıvrıl ben gideyim son peygamber kılavuz
Yol onun varlık onun gerisi hep angarya
Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya
O büyük ve muazzam zamanda unuttum
Kanatlarım çok oldu üşüyor benim
Bu beyaz ıssızlıkta göğsüme düşüyor
Bu yüzden eğik boynum.
Bir kuşun anısı kalmış bende, saklı
Bundan gözlerimdeki kayalık,
İçimdeki serseri buzullar
Dürtme içimdeki narı
Üstümde beyaz gömlek var.
Birhan Keskin
Ceylanların anası timsah
Böğrümde gezinen seyyah
Doğumumdan ölümüme kesse
Kördür cerrah, neşter Allah
-Dr.Rock / Seyyah şarkı sözü-
Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar.
Farzet ki bir rüzgardım, esip geçtim hayatından.
Ya da bir yağmur, sel oldum sokağında.
Sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim.
Belki de bir rüyaydım senin için, uyandın ve ben bittim.
Beni güzel hatırla!
Çünkü sevdim seni, her şeyini...
Sana sırdaş oldum, dost oldum, koynumda ağladın...
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini.
Beni üzdün, kınamadım.
Alışıktım vefasızlığı, el oldun aldırmadım.
Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım**
Sakladım günahını sevabını içimde.
Sessizce gittim.
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.
Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım,
Sana en yorgun sabahlar, gülüşümü, gözlerimi sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka.
Söylenmemiş "merhaba" lar sakladım her köşeye,
Vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde fazlasıyla bıraktım ardımda.
Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün, saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı düşün. Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne. Birazdan kapıdan içeri gireceğimi düşün.
Şaşırtmayı severim, biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun.
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum.
Beni güzel hatırla, gidiyorum...
güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar
dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan
Kürdistan'da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar
Muş - Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar
sen bir yaz güzelisin, yaprakların ekşi, suda yıkanırsan
portakal incinir, tütün utanır, incirler kanar
bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usanırsan
padişahlar ve Muşlar kanar, darülbedayiler kanar
Muş - Tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki
orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar
el ele gittiğimiz bir yolda sen gitgide büyürsen
benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar
Turgut Uyar