35
29 Kas 2021
Geceyi Doğru Şiir Meselesi
Benim pek yazasım yok ama yazarsanız severek okurum hani şimdiden teşekkürler efem ☘️
Soğuk keser kentimi terkederken
Zulamda bir kaç günlük yeter güneş
Penceremden pazarlığı seyrederken
Mülteci alıyor
Bi kaç dümbük bi kaç gebeş
🦋🌺
Farketmez aramız uzakta olsa
İçimde her zaman sıcaklığın var
Rüzgar kokunu getirir nasıl olsa
Ufuktan beliren doğallığın var
Zaman kuşağı hep bizimle olsa
En sonunda eşsiz güzelliğin var
"Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
Bu kadar benden uzak bu kadar geniş
Bu kadar mavi olduğuna şaşarak
Kımıldamadan durdum
Sonra saygıyla toprağa oturdum
Dayadım sırtımı duvara..."
Penceremde atlas çiçekleri yaşlanırken
Mutlu insanların hercai menekşeleri, güneşin şavkıyla yeni yerler belirliyor acı hatıralarıma.
Karanlığa bile leke düşürülebilirmiş, o zaman anlıyorum.
Paslı imlalar getiriyorum, senin imalarının açtığı bereketli göğüslere.
Göğüslenememiş yüklerin altında eziliyor omuzlarım.
Ve bir yeniyi daha anımsıyorum gücüyle kaybedişin.
Oldu mu? :)
seni bir gün en yakının ele verirse eğer,
öğren susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda.
bir oksijen çadırında.
‘ona kötü bir şey olsun istedim.
bana aşık olsun istedim.’
Sevgilim
Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından
Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni
Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir daha
Nazım Hikmet Ran
Seni anlatabilmek seni/ Iyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni/ Namuzsuza, hadsize/ Kahpe yalana. Ard arda kaç zemheri/ Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu/ Dışarıda gürül gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadim/ Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim....
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
Belini sarmayalı
Gözünün içinde durmayalı
Aklının aydınlığına sorular sormayalı
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Yüz yıldır bekler beni
Bir şehirde bir kadın
Aynı daldaydık aynı daldaydık
Aynı daldan düşüp ayrıldık
Aramızda yüz yıllık zaman
Yol yüz yıllık
Yüz yıldır alacakaranlıkta
Koşuyorum ardından
Nazım Hikmet Ran