47
14 May 2021
Farkındalığı Yüksek Olan Bireylerin Yalnızlaşması
Gündelik hayatta hiç kimsenin dile getirmediği, belki de sadece sosyal medyaya veya günlüklere yazılan bu sorunsalı irdeleyelim.
farkındalığı yüksek olan bireylerin yalnızlaşması... bu ikisi arasında kesinlikle doğru orantı vardır. farkındalığınız ne kadar artarsa o kadar yalnızlaşıyor ve kafa dengi insan bulmakta zorlanıyorsunuz. etrafınızdaki insanların yaptığı çoğu şey boş ve anlamsız gelmeye başlıyor. hatta dönüp geçmişinize baktığınız zaman kendinizin de ne kadar boş birisi olduğunuz yüzünüze tokat gibi çarpıyor ve zamanında ben de dışarıdan böyle mi gözüküyordum diye kendinizle ufak bir çatışma yaşıyorsunuz.
fakat bu durumun en güzel yanı ise bu durumun farkına varmış olmanız. işte tam bu farkındalık noktası sizin yalnızlığınızın kesiştiği nokta oluyor. bundan sonra hayatınıza alacağınız insanları adeta bir elekten geçirir gibi sorgulamaya başlıyorsunuz.
sizi mutlu ve mutsuz eden şeyleri daha net ayırt edebiliyor, hangi tarzda insanların size iyi hissettireceğinin ayrımını daha iyi yapabiliyorsunuz.
insanın kendisine yapabileceği en iyi şeylerden birisi budur. farkındalığınız arttıkça kendinizi daha iyi tanıyor ve aslında etrafınızdaki insanlarla çok yüzeysel ve saçma ilişkiler kurduğunuzun farkına varıp kendinizin kıymetini daha iyi biliyorsunuz. bu durum da beraberinde güçlü olmayı getiriyor.
çünkü sahte ilişkiler yerine kaliteli ve bilinçli bir yalnızlık her zaman daha iyidir.
farkındalığı yüksek insanlar yalnızlaşmaktan ziyade mutsuzlaşır
adı üstünde; bir şeyleri fark ediyorsun, hayal kırıklığına uğruyorsun, mutsuz oluyorsun. farkındalığı yüksek insanlar, farkındalığı yüksek insanlarla arkadaşlık ilişkisi, romantik ilişki veya herhangi türde bir ilişki kurdukları takdirde yalnız olmazlar; mutsuzluğu paylaşırlar.
e şimdi az buçuk eğitimli biriysen, ülkedeki homofobinin / kadın düşmanlığının / hayvan düşmanlığının falan farkındaysan, siyasi sömürünün / dini sömürünün /kutuplaşmanın / kötüye giden ekonominin / değersizleşen paranın ülkenin başına açmakta olduğu sorunların bilincindeysen, yabancı dilin varsa ve bir şeyleri sadece kendi dilinde takip etmiyorsan, yurt dışına çıkıp birkaç ülke görme şansı elde ettiysen, doğru kişilerle ahbaplık edip, onlara bir şeyler verip onlardan bir şey alabildiysen zaten mutlu olmana imkan yok bu lokasyonda.
yani sadece bir tepeye çıkıp çarpık kentleşmeyi görebiliyorsan, o çirkin kaldırımlar ve o çirkin kaldırım taşları bile mutsuz olmana sebep olur. umutsuz olmana sebep olur.
doğru fakat yaşadığım yerde sorgulayan ve okuyan birini bulmam yüzde bir ihtimal. buradaki insanların 4/5nin beyni aynı çalışıyor ve aynı düşünüyor çıldırıyorum.
Çoğu insan yanında onu ne yaparsa yapsın destekleyen arkadaşlar istiyor. Körü körüne, tam bağlılık istiyor. Yanlış olduğunu söylediğinde de "sen kimi savunuyorsun, bana mı düşmansın" deyip kovuyorlar seni hayatından. Kimisine de hayal dünyaları iyi gelir, her şey toz pembedir, sevgi ve barış kazanacaktır falan. Gerçek dünyayı anlattığında ise seni zalim, iğrenç ve taraftar ilan ederler. Sonuç olarak farkındalığı yüksek olan doğrucu Davidler göçebe ve yalnız yaşarlar. Acıtan biz değiliz arkadaşlar, gerçekler acıtıyor ama daha sizi neyin acıttığının bile farkında değilsiniz. Yazıque..
Hayat o kadar dolu değil. Boş ilişkiler de yaşarsın, boş işler de yaparsın. Ayrıca sosyal olarak başarısızlığa uğruyorsa 'farkındalığını' da bir sorgulasın. Farkındalığının birilerinden daha yüksek olduğunu düşünüyorsan, onlardan daha üstün olduğunu düşünüyorsan onlardan daha başarılı olabilmen gerek. Benden ondan daha üstünüm ama o benden daha başarılı demek abes. Demek ki o konuda o daha üstün. Entel değil entelektüel olun. Bilginizi bir şeylere dönüştürebilin, üretebilin. Bir şey üretemedikten sonra o bilgi boş bilgidir. Siz de saldığınızdan daha boşsunuzdur.
Ben de kendimi böyle avutuyorum ama nereye kadar devam edeceğiz buna ya? Çevremizdeki bütün gerzekler mutlu ilişkilere ve hak etmedikleri kadar iyi insanlara sahip hayatında. Çöldeki bahtsız kutup ayısı arkadaş bulsa bizim gibi insanlar yine yalnız. 40'ımıza merdiven dayayıp kendini takıntı haline getirmiş bireyler olup çıkmayız inşallah...
Bazen yalnızlık keyif vermiyor da değil, orası ayrı.