65
11 Kas 2020
Evlilik Modası Geçmiş Bir Kurum mudur?
Bu soru cümlesini hayatınızda en az bir kere mutlaka duymuşsunuzdur. Son zamanların en sık tartışılan ve üzerine en çok konuşulan konularından biri kendisi. Evliliğinin orta çağdan kalan bir kurum olduğunu iddia edenlerin sayısı da bir hayli fazla. Birçok insanın evliliği sadece ve sadece seks olarak görmesi ve "Neden seks yapacağımı belediyeye bildireyim?" sorusunun kulaktan kulağa dolaşması ile bu tartışma epey alevlenmiş durumda.
Evlilik doğru insanla somut paydada kesişebilmenin en uygun yolu
ülkenin gerçeklerine gözünüzü kapatamazsınız
kişiliğiniz oturmadan evlenmeyin yeter
Bir çeşit paradoks. Ben içerisindeyken anlayamadım evliliğin gerekli mi gereksiz mi bir müessese olduğunu, dışarıda kalanların anlamasını da asla beklemiyorum.
Evlilik kale gibidir. İçeridekiler dışarı çıkmak ister, dışarıdakiler içeri girmek ister ;)
Yurt dışında birlikte yaşamayı da evlilik gibi sayıyorlar. Birbirinin üzerinde hak iddia edebiliyorsun. Mesela acil durumlarda ilk aradıkları insan sen oluyorsun ama bu Türkiye’ye bu olay gelene kadar ohoo
Zihin birlikteliğinin beden birlikteliğinden daha önemli olduğu evlilikler hem çok eğlenceli, hem de çok keyiflidir ancak bugün belli başlı amaçlar, ihtiyaçlar doğrultusunda yapılan evlilikler işkencedir.
Doğru insan dediğimiz kişiyi mükemmel biri olarak beklememek gerekir. Onun da kendine göre eksik yönleri elbette olacak. Bizi yalnızlıktan çekip çıkarması bir yana asıl önemli olan, ortak bir paydada anlaşabiliyor olmak. Senin eksikliklerini onun kapatabiliyor olması mesela. 20'li yaşların başında birçoğumuzun başında kavak yelleri olmuştur. Aşık olmuşuzdur birine, önüne dünyaları sermiş, kendimizi perişan etmişizdir. Ama evlenilen kişi, çoğunlukla aşık olunan kişi olmuyor. İnsanın bazı hatalardan, yollardan geçerek zihinsel olgunluğa erişip evliliğe karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Gençlik yaşanması çok güzel bir şey, ama 30'lu yaşlara gelince de insan hayatında düzen ve uyumluluk, süreklilik arayışında olabiliyor daha çok.