29
20 Oca 2021
Erkek Arkadaşın Ölümünden Sonra Hastanede İntihar Eden Kadın
Gün geçmiyor ki toplumumuz bir çaresizliği dahi normalize etmesin. Olay Diyarbakır'da gerçekleşiyor. Erkek arkadaşının kalp krizi sebebiyle hayatını kaybettiğini öğrenen kadın hastanede kalbine sıktığı kurşunla intihar ediyor. Bizim millet bu durumu "Vay be! sevgiye bak, aşka bak." diye tanımlıyor.
En fazla 20'li yaşlarının başında olduğunu tahmin ettiğim kadın çok aşık olmasından, bu acıya dayanamayacak olmasından kaynaklı mı intihar ediyor sizce? Sıfatlar erkek arkadaş, kız arkadaş daha fazlası değil. Ne yani Leyla ile Mecnun'daki modern Leyla mı bu kadın? Bir insan kendi canına bir saniye düşünmeden kıyabilecek kadar birini sevebilir mi? İnsanın doğasına aykırı bir durum her şeyden önce. Ben ortada bir çaresizlik büyük olasılıkla kaybedilen erkek arkadaş dışında bir aile ya da hayatın olduğunu düşünmüyorum. Çünkü kız çocuklarımızı böyle yetiştiriyoruz bir erkeğin varlığı ile var olabildiklerini bir şekilde nesilden nesile aktarıyoruz onlara.
İşte benim tavrım da tam olarak buna. Yazık değil mi gencecik bir kadın kendine bunu yapabiliyor. Çünkü bu kültürle şekilleniyor düşünceleri. "O olmadan yapamam, yaşayamam." İşte buna çaresizlik diyorum ben. "Vay be aşka bak!" diyebileceğimiz bir durum yok ortada. İrdelememiz gereken nokta burası.
O an ki kamera görüntüleri vardı, izledim. Sanki benim kalbime vurmuşlar gibi oldum, cidden çok kötü...
Gereksiz hareket. Kendine zarar verdin. Erkek arkadaşın geri gelmedi ya da memnun falan olmadı. Kötü duygu ve kafa halini yoğun yaşayan genç bir insanın hatalı davranışı.
Yanında kimse olmamasıda buna katkı sağlamış olabilir. İnsan insana muhtaçtır. Bu gibi durumlarda insanın yanında birileri bir arkadaşı ailesi akrabasi komşusu olmalı.
Düşmez kalkmaz bir tek Oh my God dır.
Tanrıdır yani. 🤔
Agir konu bu şöyleydi böyleydi diye sallamaya gelmez, ne yasadigini kendisi biliyor. Kolay mi kendi hayatini sonlandirmak, onun bunun lafiyla gelinmez bence bu noktaya.
Söylediklerine ek olarak, bu insanlar hastaneye nasıl silahla girebiliyor ve henüz 20li yaşlarında nasıl/neden silah sahibi olabiliyor, silahla dolaşıyor ? gibi sorunlar da var. Bu durumu basitleştirip normalize etmek tam anlamıyla beyinsizliktir.
Cidden çok düşündün mü şu çıkarımı yapabilmek için? Herkesin acı eşiği farklıdır. Senin kaldırabileceğin yükü başkası kaldıramaz, sen sevmeyebilirsin ama karşıdaki çok sever. Sevdiğim kadını kaybetmiş bir insanım, çok sevdiğim biri elimden tutup kaldırmasaydı bugün ölümümün üstünden 3 yıl geçmişti. Romantizmden kaynaklanmıyor bu, içeride açtığı dolmaz boşluktan, en değerli varlığını kaybetmenin yarattığı ağır depresyondan kaynaklanıyor. Direkt 'öğrenilmiş çaresizlik, salaklık, gençlik' diye yargılamayın, önce bir düşünün. Olayı desteklemiyorum bu arada, sadece psikolojik yönüne bakıyorum.
Herkesin fırtınası kendi içinde. Bilmeden, tanımadan yorum yapmak bunu çaresizlik olarak nitelendirmek doğru değil. Bu kayıbı aşacak psikolojide değil belki. Belki hayatında her şey çok yolunda ama bu durum sonucunda hayata tutunamadı. Bilemeyiz. Tabii ki keşke yaşanmasaydı ama yargılamak bize düşmez.
Bu durum özelinde değil ama o yaştaki bir kadın bir silaha bu kadar kolay erişebiliyorsa sadece kendisi sorumlu ya da suçlu değildir. Toplum kişilerin işlediği ya da işleyebileceği suçlarda pay sahibidir. Devlet mekanizması da öyle.
Bir an bile düşünmemesi, tereddüt etmemesi o kadar etkiledi ki beni. Tüm gün gözümden gitmedi görüntüler. Bir insan bunu kendine nasıl yapar. Keşke yanında biri olsaydı belki vazgeçerdi. Hayattaki en büyük gerçek ölüm keşke birileri bunun da geçeceğini, önünde uzun bir hayat olduğunu söyleyebilseydi. Çok acı çok.