46
12 Kas 2020
En Sevdiğiniz Aşk Hikaye/Şiiri
Sen,
Geç kalmış
Bir mektup
Ben,
Yanlış adresim
Bu hikayede
Ya sen
Gelmezsin
Ya da
Çıkıp gelsen...
Ben,
Yanlışın olurum
En hüzünlü
Halimle...
İlkyaz kendiliğinden
Sana hiç sormadan gelir
Dokunsan uçar gider
Az önce buradaydı
Bir kelebeğin kanadında
Bir demet çiçek gibi
Dalın üstündeydi gördüm
Bir yapraktan süzüldü
Dağıldı suyun parlak yüzünde
Sonra yayıldı yere
Az önce buradaydı
Aşk da ilkyaz gibidir
Yaşadığın yerde vardır
Aradığın yerde yok
Afşar TİMUÇİN
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Ezberlediydimdi okumak nasip olmadı
Cahit Külebi - Hikaye
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz,
Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz !
Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkiyalar basardı.
Ben bu yüzden yanlızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!
Benim doğduğum köylerde
Şimal rüzğarları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!
Benim doğduğum köylerde
İnsanlar gülmesini bilmezdi
Ben bu yüzden naçar kaldım
Güldür biraz!
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi
Sen de anlat doğduğun yerleri
Anlat biraz!
Bin yıl ömrüm olsa, bin yıl seni severim.
Bin yıl seni sevsem, bin yıl daha isterim.
Telefonda Sen
Bundan daha güzel müjde mi olur?
Merhaba diyorsun telefonda sen,
Sen ki konuşursun, derdim mi kalır?
Nasılsın diyorsun telefonda sen...
Bu gece misketi çaldırmaz mıyım,
Başkenti ayağa kaldırmaz mıyım,
Sesini duyup da çıldırmaz mıyım,
Delisin, diyorsun telefonda sen...
Sağlığını düşün herşeyden önce,
Kendine iyi bak içme her gece,
Seni seviyorum, hem de delice!
Bilesin, diyorsun telefonda sen...
Mutluluk ne kadar kolaymış meğer,
Sevginin kadrini bilseydik eğer,
Kim ne derse desin, çekmeye değer,
Çilesin diyorsun telefonda sen...
Çoktan terk ederdim, bu şehri çoktan,
Arar diye caydım her yolculuktan,
Dostlar ne âlemde, çoluk çocuktan
Ne haber diyorsun telefonda sen...
Sabrımı yenmese hasret nöbetim,
Arayıp sormaya yoktu niyetim.
O anda hapşırdın, "çok yaşa" dedim,
Beraber diyorsun telefonda sen...
Albümde görünce aklıma esti,
Berbere uğradım dün akşam üstü,
Resmime bakarak saçımı kesti,
Severdin, diyorsun telefonda sen...
Sevgi bu, insanı böyle inceltir,
Aklın ermediği yere yöneltir.
Sen de şiirlerde böyle yüceltir,
Överdin, diyorsun telefonda sen...
Biraz da fedakâr olsaydın keşke,
Ne verdin destanlar yazdığın aşka?
Ömründen üç gece, hepsi bu başka?
Ne verdin? diyorsun telefonda sen...
Hem içme diyorsun, içme de çıldır!
Hem de kalk şu anda bir kadeh doldur,
Hadi sağlığına şerefe kaldır,
Çınçınlat, diyorsun telefonda sen...
Bu yıl kurak geçti, bahar da, yaz da,
Erik de olmadı, dut da, kiraz da,
Neler söylüyorum, lütfen biraz da,
Sen anlat, diyorsun telefonda sen...
Ne söylersen söyle, sen ne dersen de!
Anlat düşmanımı düşte görsen de!
Bir sigara yaksam, izin versen de;
Devam et, diyorsun telefonda sen...
Seni dinlemekten güzel şey mi var?
Çölde şırıl şırıl akan su kadar,
Yeter konuştuğum, benden bu kadar,
Merhamet, diyorsun telefonda sen...
Gelirsem görünme, kendini gizle,
Seni yağmalarım, yerim bu hızla!
Yerin kulağı var, açılma fazla,
Orda kal, diyorsun telefonda sen...
Canım ne istiyor şu anda bilsen?
Ah mümkün olsa da bulup da gelsen,
Kendi ellerinle incecik dilsen,
Portakal, diyorsun telefonda sen...
Afedersin bazen sapıtıyorum,
Böyle saçma sapan laf ediyorum,
Kapı çalınıyor, kapatıyorum,
Hoşçakal, diyorsun telefonda sen...
Cemal Safi
Birdenbire
Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbiler oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.
Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
Orhan Veli
Nazım'ın Piraye'ye mektubunu noktalarken yazdığı dört kelimelik aşk hikayesi
Herkese selam, sana hasret...