34
20 Haz 2020
Anne Oğlun Bir Anarşiste Aşık Oldu! Yeni Başlayanlar İçin Anarşizme Giriş
Anlatmak istediğim şeyler var. Başlamadan önce şu basit önerme üzerine düşünürseniz sevinirim. Anarşist felsefe devleti doğurmadı, devletler anarşist felsefeyi doğurdu.
1. Anarşizm nedir?
Anarşizm (Yunanca an- ve arche’den; otoritenin yokluğu alamında) toplumun yönetimsiz olarak tasarlandığı bir yaşam ve davranış teorisine ya da ilkesine verilen addır. Yaşadığımız dünyadaki her türlü baskı aracını ortadan kaldırarak, bireyin tamamen özgür olması gerektiğini savunan fikir akımıdır. Bu baskı araçları devlet ve onun ideolojik aygıtlarının tümüdür. Anarşizm demokratik olsun, olmasın tüm yönetim biçimlerinin karşısındadır. Fakat doğrudan demokrasiyi de savunan tek akımdır. Bireyin başka bir birey tarafından yönetilmesi mutlak özgürlüğün önündeki yegane engeldir. Bu yüzden demokrasi yalnız bireyin bu sürece doğrudan katılması ile mümkün olabilir. Bunu yaparken devletin tüm kurumları ile beraber devletin kendisini de yok sayar.
2. Anarşizmin, devlet ve uluslara yaklaşımı?
Arkadaşlar hazmetmesi zor olabilir ama anarşizm devleti reddettiği gibi ulusu da reddeder. Ulus, yönetici sınıfın, politikacıların uydurduğu hayali bir kavramdan ibarettir. Çantanızı toplayıp buradan Yunanistan’a elinizi kolunuzu sallayarak geçememenizin nedeni devlet denilen olgunun kendisidir. Anarşizm için yurt ve ‘vatan’ tüm dünyanın kendisidir.
3. Anarşizm, şiddet ve savaş.
Burada düşünürler en azından anarşist düzene geçene kadar farklı eylem biçimlerini savunsalar da nihayetinde ‘ütopya’ gerçekleştiğinde savaş ve şiddet karşıtlığı hüküm sürecektir. Çünkü savaşların, şiddetin varoluş sebebi yine devletin kendisidir. Devletin ortadan kalkması düzeni değiştireceğinden insanı baskılayan tüm kurallar hükümsüz kalacağından ‘suç’ oranları azalacaktır. Bireysel şiddetin önüne geçilmesi mümkün görünmese de, dev silah üretecileri olmayacağı için kitlesel kıyıma neden olacak bir savaşın çıkma olasılığı ortadan kalkacak. Şu veri oldukça önemli. 2013 ile 2017 yılları arasında iç savaşın veya dış müdahalenin yaşandığı 10 farklı ülkede 4 yılda toplam 870 bin çocuk hayatını kaybetti. Bu sayının 550 binini ise bebekler oluşturdu. Aynı yıllar arasında ölen ‘savaşçı’ sayısı ise sadece 175 bin. Bu trajedinin sorumlusu silahı kullanan kadar silahı üretenlerdir de. Sayılar sizin için bir anlam ifade etmiyorsa biraz empati ile dehşet ticaretini kavrayabilirsiniz.
4. Anarşizm, polis ve ordu.
Anarşizme göre, “Eğer şiddet yoksa devlet, polis ve ordu da yoktur. Tersinden, eğer devlet, polis ve ordu yoksa şiddet de yoktur. Devlet ve temsili demokrasi varsa alfalar, alfalar varsa da 14 yaşındaki çocukların katledilmesine ‘Emri ben verdim’ diyecek tiranlar olacaktır. Polis, sosyalist iktidarda da baskı aracıdır, demokraside de, faşizmde de. Polis bireyin güvenliği için değil, iktidarların selameti için vardır. Ordular ise bir tehdit unsurudur. Savunma sanayiinde üretilen silahlar ve savunma bakanlığında çalışan bürokratlar isimlerinin aksine sömürgecilik faaliyetleri için varlardır.
Ülke sınırları içinde polisle caydıran erk, dışarıda da ordu ile emperyal planların içine girer. Ve acıdır ki Max Weber’in şu sözü birçok şeyi anlatır: “Ordu, birbirlerini tanımaksızın, savaşmadıkları halde birbirlerini tanıyan insanlar için savaşan kişiler topluluğudur.” Anarşizm hem şiddete, hem savaşa hem de silah üretimine doğrudan karşıdır.
5. Anarşistler mağara özlemiyle mi yaşıyor?
Detaylı girilmesini gereken bu konuya basit bir şekilde hayır cevabını verebiliriz. İçinde yaşadığımız tabiatın parçasıyız ve bilimdeki ilerleme ancak tabiatın varlığını yadsımadan gerçekleşmek zorundadır. Anarşizm muhafazakar düşüncenin karşısındadır fakat ilerlemenin tabiatı tahrip etmeden gerçekleşmesi gerektiğini savunur.
6. Anarşizm ve aşk!
Dün burada bir yazar cinsel fantezilerde ‘Hollywood Etkisi’nden’ bahsetti. Biz zannediyoruz ki sevmenin ne demek olduğunu biliyoruz. Biz öğretilen, bize gösterilen sevme biçimini yaşıyor, yaşamaya çalışıyoruz. Her türlü kişisel tecrübenin ortadan kalktığını aile ve toplumun gelenek dayatmalarından dolayı söyleyebiliriz. Anarşizm size nasıl sevmeniz gerektiğini göstermeye çalışan düzenin adı değildir. Anarşizm sizin birbirinizi hiçbir sosyal statü farkına maruz kalmadan, hiçbir kurumun sizi onaylamasını beklemeden aşk yaşamaya davet eden felsefi akımdır diyebiliriz. Yine dün burada bir yazar arkadaşın bahsettiği gibi sayıların bir önemi yok. Aşk, ne Yeşilçam, ne Hollywood’dur…
7. Anarşizm ve Abdurrahman Dilipak.
Ne alaka diyebilirsiniz. Aslında konumuz anarşizm ve eğitim. Fakat Dilipak yazmamın sebebi şu. Anarşizm aslında Dilipak’ın da bahsettiği gibi devletin zorunlu eğitimine karşıdır. Fakat bu anarşizmin eğitime karşı olduğu anlamına gelmiyor tabii ki. Şöyle ki anarşizm burada da otoritenin kendisine ve resmi ideoloji için dayatılan eğitime karşıdır. Anarşizme göre eğitimde öğrenci ile öğretmen aynı statüdedir. Öğretmen yalnızca öğrenciye yol göstermek için vardır. Fakat bir düşününce hiçbirimizin böyle bir eğitim almadığını net bir şekilde görebiliyoruz… Okullar mevcut düzende her zihni birbirine benzetmek için varolan zihin yıkama araçlarıdır. Evet anarşizmin devlet kontrolündeki eğitime bakışı tam olarak budur.
8. Anarşizm ve sınıflar.
Anarşizm sınıf tahlilinde Marx’ın tüm tespitlerine katılır fakat elini öpmezler. Marx’ın işçi diktatörlüğüne tamamen karşıdırlar. Bu da devlet karşıtlığındaki tutarlılığın bir göstergesi. Çünkü yukarda da belirtildiği gibi yönetim biçimi fark etmeksizin, devlet her halükarda baskı aracına dönüşür.
9. Ne yapmalı?
Henry David Thoreau bir devlet memurunun kendine ‘Ama ben ne yapabilirim?’ sorusunu yöneltmesi üzerine şu yanıtı veriyor: “Gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız eğer, görevinizden çekilin! Bir devletin uyruğu onunla ilişkisini keser, görevlisi de işinden çekilirse, o zaman, devrim yapılmış demektir, ama isterse kan gövdeyi götürsün. İnsanın vicdanı zedelendi mi, kan gövdeyiz götürmüş olmaz mı bir bakıma? Bu vicdan yarasından insanın asıl insanlığı ve ölmezliği akıp gider, sonsuz bir ölüme akar kanı. Bu kan akıyor şimdi…”
10. Anarşizme hakim olmak için kimleri okumalıyım?
Fikirlerinizi sağlaştırmak ve burada olduğu gibi yüzeysel değil de derinlemesine bilgilere sahip olmak istiyor, anarşistler ne düşünüyor, neler yaşamış diye merak ediyorsanız Kropotkin, Proudhon, Emma Goldman, William Godwin’in metinlerini okuyabilirsiniz.
11. Nasıl anarşist olurum?
Yarın gel başla a…k.. xD
“İnsanın insanı yönetmesinden nefret ediyoruz!”
Kaynaklar: Louis Althusser - İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları / Ali Şeriati - Ne Yapmalı? / Henry David Thoreau - Haksız Yönetime Karşı / Kropotkin - Anarşi.
Form doldurmak gerekiyor mu başvuruyu nereye yapıyoruz. Anarşik olmak istiyorum da .
bin yıllardır bize MİRAS kalan genetik KODLARIMIZ anarşizmin önündeki EN BÜYÜK engel. yaşadığımız düzen, her şeyde olduğu gibi EVRİMİN bir parçası.
Atalarımız da BİZLER gibi bir düzenin parçası olarak yetişmiş, ANARŞİŞT küçük bir topluluk olmak bile en basitinden bir KOMÜN olmayı gerektiriyor.
her ne olursa olsun LİDER boşluğu bu ANARŞİZMde bize dert olacak en büyük sorun. kendi içerisinde tutarlı OLSA dahi, toplu bir hareketin içerisinde SU gibi HAVA gibi muhtaç olduğumuz ADALET ihtiyacını karşılayacak tezleri de BİLMEK isterim.
Çetelerin yöneteceği bir dünya var eder gibi geliyor. Kadınlara tecavüz çocuklara ölüm azalmaz artar. Diye düşünüyorum. Çeteye hesap sormak istersin de komünizm mahkemeleri de feshetmiş. Basına gidersin basını yöneten yok kominizm basın yöneticelirini feshetmiş. Polis yok. asker yok. Ordu yok. Haşa bir Tanrı yok. Ne desem bilemedim hakaret için söylemiyorum içsel muhasebe yapıyorum. Çevir kazı yanmasın.
Anarşizm çok güzel bir ütopya, ama o kadar. İnsanın doğasında vardır kötülük, bazı kurallar ve caydırıcı cezalar sonucu hapsedilir sadece. Yıllar içinde devlet ihtiyacı duyulmasının genel sebebi de budur. Her insan aynı düşünseydi, iradesi ve kuvveti aynı olabilseydi eyvallah ama her insan farklıdır. Anarşi terim olarak her türlü şiddete, kötülüğe karşı olabilir ama insan doğası bunun tam tersini arzular. Bu arzuları bastırabilmek, suçu normal yaşamdan ayırabilmek için eğitiliriz okullarda. Mevcut düzenin destekçisi değilim yanlış anlaşılmasın, ama insanı bilirim. Anarşizm vuku bulduğunda her insanın içindeki bencillik canavarı uyanacak, tıpkı bir zamanlar faşizmi ve komünizmi sömürdüğü gibi anarşizmi de sömürecek. Mazeretini de anarşizm ona kendi elleriyle verecek; ''benim özgürlüğüm''. Zamanla insanlar ikiye ayrılacaklar; bunu destekleyenler ve desteklemeyenler. Sonrası tarih kitaplarında bolca mevcut zaten. Ama güzel bir ütopyadır, bunu kabul ediyorum.